Şiir 40
umutlanmadan gitmek mi
umutlanarak kalmak mı
her şeyi yakıp-yıkan gönül
hadi
şimdi de sıkıl
toparlamaya nereden başlayacak
bu sınırlı akıl
duvarları boyalı görkemli hayal
içini belli et artık
kime kadar sus-pus kalacaksın
silsileler uzadıkça uzuyor
pas geçmek başa dönmek demek biliyorsun
yitirdiklerin senin en sıkı takipçin
köşe başlarında vaat elçileri
sanırsam
yolu onlar da bilmiyor
senin eksiklerinle seni tamamlamaya çalışan gurbetçi
aldıklarını da geri vermiyor
sahiplense bari
o da yok
düzenleyici gitti mi ne
hiç uğramıyor buralara
sıkılmış olamaz
ya da vazgeçmiş
hiç değil
andı var hala inandığımız
avutucu olmasın sakın
dirlik düzeni sağlamak adına
sanmıyorum
yan yana yatan iki beden
üstelik
haberleri de yok
biribirlerinden
binlercesi tekrardan tekrarı olarak geldi
uyardı
uyardı
uyardı
uydu mu
uyduk mu
sonuc olarak
umutlanmadan gitmek mi
umutlanarak kalmak mı
kundu/antalya
ağustos 2010