Şiir Kabinda Altin Güfte
her günüm kıyamet sen gittin gideli
bırakmadı beni düşünceler ,işte bu hepsi
sarılıp defterime sorular soruyorum
ey gençliğim söyle bırakıp nereye gidiyorsun?
oysa bence sen hala toysun
mısralarım mı yaşlandı ben mi yavaşladım?
yediğim çörek börek bana tuzak oldu ne haber?
yine aldırmadı bu yürek işte bunca filizsin,toysun
ey gençliğim söyle nereye gidiyorsun?
saatler korkunç ilerliyor , bu yazdığım şiir bile eskidi
eskici ! alır mısın bu şiirimi de hurdalar bana kalsın
belki hastalıksız bir şiir yazarım onlarla
hurdalar bana kalsın....
saadet felsefede ne anlama gelir?
kendimizi anlamadan saadeti anlayamayız bu bir
ya bizleri görürlerse mesut ,bahtiyar ?
bunun için bırak da nazar boncuğu bile çatlasın
'en kötü gününüz böyle olsun' sözü geçmişte kaldı şimdi
ahhh somurtuk bezgin hayatlarımız
nerede bir kelebek? ince narin uçuşunu özledim şimdi...
yoksa o da mı bırakıp gitti?
saçlarında yosun kokusu ve
'anlat bitmez ki bu dünyanın derdi'
annem işte böyle derdi..
susmak belki de en iyisi
işte susuyorum
gönül uykusu
bize kollarını açadursun,
melekler hepimizi
şiir kabında altın güftelerle uyutsun!
3 Kasım,2010
Çekilen teşbihlerin tanesinde Zamandır suskun dudaklarından Seni düşürmeyen