Gökkuşağı Alacasını Yakalamak Dolunayda
Hiç kaybettiniz mi?
İçinizi cayır cayır yakarak geçen bir canı?
Koskoca bir şehrin sahip olduğu tek güzellik,
Uzunlamasına bir yakasını saran limanı...
Yitirdiniz mi?
Daha canlıyken dalında zambağı...
Bahçede çınar dimdik dururken,
Kuruttunuz mu çevreleyen tüm dallarını?
Papatyalar zemherinin peşi sıra açar,
Nisanda çöken dumana yaktırdınız mı papatyaları?
Sokaktan geçen davulcunun peşi sıra uyanıp,
Bi bardak su içip kelimelerle tuttunuz mu şiir orucunu?
İşte öyle bir arafta dünyaya geldiki O an,
Ete kemiğe büründü tümceler,
Her harf Bi kelebek, hercümle Bi kuş
Sana seni anlatan Bi şiir yazıyorum ki göğercinler taşıyor papatyadan tacını,
Kelebekler yapıyor duasını...
İşte karım:
Sana seni anlatmak isterim,
Neyi benzetsem ederi peş paha etmez tebessümünün yerine...
Saçların ipekten teltel örülmüş kaderime,
Sıratım olsun en incesi kıyametime,
Gözlerin, O karasının Bi köşesinde kainatın en ederli elması gülünce,
Sen gülünce çayır çimen zaman,
Sen gülünce hep bahar mevsim,
Aman güzelim zamansız sağanaklarda üşütmeyelim...
Elbet çekişeceğiz yersiz yurtsuz Bi hal üstüne,
Gökte gürleyecek, Yıldırım da düşecek,
Dedik ya adı üstünde bahar yağmuru bu,
Yine de zamansız ellerimiz birbirine ilişecek..
İşte güzelim,
Yağmurlu Bi günden çıkarken biz,
Sen ve ben ayın 14ünde
dolunaya gökkuşağı çizdiririz...
Gülümsemek zemheride bahar açtırır. Güzeldi şiir, kaleminize sağlık. Sevgiyle..