Şiire Mektuplar - 8 / Yalnızlığının Yıldönümünde
Dün gecenin buğusu hala üzerinde gölgelerin,
Üşümüş hücrelerim, saçılmış dağınık odaya,
Sızmış kalmış bir kalp atmaya çalışıyor,
Pencere pervazlarından sızan temiz havada,
Ve ortada açılmamış hediye,
İçine en sevdiğin kitabı koymuştum, bir de kolye,
Yalnız içtiğim içkiler, beni sadece uyutmaya yetti,
Seni unutmaya değil,
Gelmeyişinin kaçıncı yıl dönümüydü biliyor musun?
Kaçıncı yalnız kutladığım terk ediliş,
Ve gramafonun hüzünlü sesinde kaçıncı arya,
Sen gittin ya, hani hiç gelmedin bir daha,
Ve duvara attığım koskoca bir çizik, gittiğin güne,
Şimdi bütün ev, bütün duvarlar şahit, yeni bir söküne
Duydum benden sonra hiç evlenmemişsin,
Bilsin diye beni, herkese söylemişsin,
Böyle geçip giden bir ömrün hesabını,
O versin ben mutluyum demişsin,
Ah be leylak gözlüm,
Bu akşam son gibi geldi, veda gibi,
Bir daha yıldönümün olmayacak gibi terk edişinin,
Sanki göçecekmişim gibi sus diyarına,
Oysa seni düşünmek ve seni sevmek için,
Bin ömür daha isterdim Allah'tan,
Yetmez ya seni sevmelerin yalnızlığında,
Yinede beklerdim, senin bıraktığın yerde,
İçime çektiğim teninin kokusunda,
Kızmasaydın o gece,
Öfkelerin çığlara dönüşmeseydi,
Bir kez dinleseydin beni, sadece,
O kadın benim çok sevdiğimdi,
Onu da öptüm yanaklarından, sardım kollarıma,
Oysa bilmediğinin adıydı o, kardeşimdi,
Senden sonraki sevgilerim sadece,
Seni anmaktan öte değil, giden sevgili,
Mısralara da, hiç ihanet etmedim,
Yazdığım seni anlattı, gözyaşım beni,
Bir terk ediliş bu, yıllarımda yaşattım seni,
Odanın duvarındaki resminin üzgün gözleri,
Her yıl, bu günün sabaha karşısı,
Çınlar kulağımda, dudaklarından dökülen sözleri,
Beni çok ararsın demiştin,
Bilmiştin,
Seni çok aradım yılar geçti gitti,
Gönül sen için her şeyini eskitti,
Beni dinlemeden bilmem ki niye terk etti?