Şiirle Mektup Arası
oturmuşum
mutfak masasının dolaba en yakın sandalyesine
bir kadeh bir şey içeyim
bir de sigara yakarım diyorum kendime
niyetim
gündüzle gece arasında
kar zarar hesabı yapmak değil
hele de aşka çatmak hiç değil
ama
daha ilk yudumda sen düşüyorsun aklıma
ve bir şiirin daha nefesi kesiliyor
sigaramın nikotinsiz dışa vurumunda
bölük bölük
anıların
soyut tümselliğinde
şiirle mektup arasında
somut bir şekilde
bölünüyor ıssız sözcüklerim
birazdan giyinirim Kafka'nın pardesüsünü
ve gözlerim arar
Nazım'ın ayakkabılarını
Milena'ya mektup
İstanbul'a şiir kavuşur
tüm şehirlere aşk düşer
biliyorum
mahsum sayılmayacak çakırkeyif küfürler içeceğim
sonraki kadehte
bu yüzden
ilkinden daha çok seviyorum
ikinci kadehi
sonrakilerin etkisini
belki
sabah erken içilen kahve telvesi
belki de
dost bir şair anlatır
şimdiyse
güzeliz
şarap
aşk
sen
ve ben
sabahın dördü girmeden aramıza
ve uyanmadan
şiirle mektup arası seyahatten
yorgun düşen sözcükler
kısalan gecelerde
daha uzun nefes kesilimleri yaşamak üzere
dağılalım