Şiirsel Gözyaşı

/En eski dosttu ölüm/



Anneciğim,
tam bir yıl oldu görmeyeli seni
ne ellerin ellerimde asılı artık
ne de rüyalarda görmenin mümkünatı elimde...
Kınaların duruyor mu hala ayalarının beyazında
ve parmak uçlarında şefkatli bir ruhun hiç bozulmamış sıcaklığı
Kısacık saçlarını tarayan basit ve küçük bir çocuk olduğumu hatırlat bana
yanağındaki gülistanlarda gül goncası evlatlar görebilmeyi, büyütebilmeyi öğret...
şarkılardaki ölümsüz anneler arasından çıkıp da gel kollarımın arasına ne olur!


Bir yangın gibi güçlü, sönmeyen, tükenmeyen bir ümitti senin ki
Dualar, ümidi olmayan fakir insanlar için kazanç ve kurtuluştu bir yerden sonra
ağlamaklı gözlere sürülen serin bir mendildi acıları azaltmak için!
Her şey bizim içindi, her şey hayatın sıralı düzenine yerleşen emareydi hep
Her beyaza bir siyah, her siyaha bir beyaz bulaşırdı yaşamın paletinde
tıpkı senin beyazlarına bulaştığı gibi siyah acımasızlıklar!


Anneciğim,
bu kaçıncı şiir
ve kaçıncı şiirsel gözyaşı göz kapaklarımı kaplayan?
Ayrılık dalgalanmış denizlerin dibinde boğulan deniz anası üzüntüsü
kurtuluşu olmayan sürgünlerde prangalı ölümlere çeyrek kala saatler...
Veda, kabulü zor, çamurlu yolların yapışkan pisliği
çilesi sümbüli rüyalardan kan revan içinde uyanmanın...


Hasretler içindeyim, özlemdir eş anlamlısı tüm duygularımın
sen gidip de bir daha dönmeyince durdurmayı bile beceremedim acılarımın hızını
oluk oluk aktı senden ırak zamanın şerbeti, alaca lezzetsizlikler vardı dilimde
ve dilsizliğim vardı, konuşmayı küfür yemişlikten bile ağır saydığım zamanlarım...


Yollarına badem ağaçları dikili tepelerden yükselt başını
Kokun, Akdeniz'de çay toplayan yaşlı bir kadının şalvarında dolaşsın
Karadeniz'de limon sarısı gülmelerini çıkarayım hamsilerin nezaretinde!
Sen, gizemli düşüm, gerçeğin en el sürülür somut çerçevesi
yollarıma çık, kestane kahvesi ellerin dökülsün çetrefilli dallardan
Ben, sabah ezanlarında başlayayım ömrümün en güzel notalarını toplamaya ağacından
akşama dek bir ömürlük ?sen' toplamayı becerebileyim hasretime yettirmek için!


Yaralı serçelerle doluyor her geçen gün, semanın bulanık maviliği
hüzün müdür nedir bilemem, içime hissizliğin sağanaklarını yağdıran...
Alıştığımız ?sen' dolu bir yaşam, seninle büyüyen koskoca bir doğa
ve göremediğimiz daha ne güzellikler senden kalan...


Tenin sıcaktı, ellerin buharlı çay içimiydi öpülesi...
Ayakların pamuktan tarlalar gibi güneşi bol ve sevimli...
Göğsünde atmayan bir boşluk, dudaklarında pembe mor sükunet
Telaş, acı, veda; yeni doğan ölü çocuk silüetine karşılık gelen!


Anneciğim
bu kaçıncı mektup
ve kaçıncı gün, kaçıncı ay...
Yangını küllenen elemlerden geçtik de
işte bu kez kül bitmedi körüklenen kalplerimizde
ruhumuzda hiç kapanmayan sağır odalar açıldı, kilit tutmayan...
Kaçıncı yaprak düştü de, açmayı bilmedi daldaki tomurcuk
gelmedi Mart karından sonra bahar adındaki cilveli kız
üstümü örttüğün yorganlarla örtüldü sanki mevsimler
küresel mi ısındık acaba sen gittikten sonra apar topar?


Şimdi küçücük bir serçeyim gecenin balkonundan düşmüş
kanatsız uçmalarda olur olmaz kanayan bu zavallı yürek benimdir
annem! Şefkatin dağ boyu yansıması, gök hacmindeki adı, her şeyin tadı
gel desem gelir misin zincirlerinden kopup da berzahlarının?


Anneciğim
bu kaçıncı gözyaşı
kaçıncı yırtık satır, kaçıncı serçe yüreği gömdüğüm
ve kaçıncı dua ellerimden süzülen toprağına?
Artık her şeyde bir sen ve sende her şey var bebek annem
aramak ve çağırmak boş olsa da hüznün sayfalarını doldurmak için
eski günlerdeki sarılmalara özlem duyuyor yıkılmış çocukluğum!


Anneciğim
gölgende hep servi dokunuşları yumuşak bir el gibi
zambaklar göğsünde duaya hazır bekliyor sana geldiğimde
kahverengi toprağın bir kubbe misali uzanıyor iki taş arasında
ve adın soğuk mermerlerin ısınmayan vücudunda...
Orada bir annenin ölmeyen şefkati saklıdır örtük de olsa başı
Ölüm bedenini sarsa da yavaş yavaş ,yok olmuyor naaşı!
Orada şiirler gibi masum ve candan öte bir anne yatıyor
Fırtınalar eşliğinde savrulan hatıraları taşıyan gemilerimiz batıyor!

13 Aralık 2010 62 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 14 yıl önce

    içe dokundu...

    tebrikler

    sevgiler.

  • 14 yıl önce

    mektup var anneme, içimdeki çocuktan

    şevketini dilendiğim ve anne sevgisinden yoksun olduğum hayata dilenciyim şimdi

    her uyanışımda kan ter içinde ölüme bir daha lanet okuyor, susturmaya çaılıyorum ağlayan çocuğu yorgun yüreğimle

    ah, nasıl da bilirim bu özlemi uzanır tutamaz, tuttuğunu sandığında ise kınalı ellerinden rüyalarına çekmek istersin gelmez yakından görüp bir daha sarılmak için kahreder, ağlatırsın içinde boşluğa sarılan çocuğu
    hiç susmasın istersin hiç...

    çok etkileyciydi tebrik ederim bu kadar güzel dile getirilebilirdi bir anne özlemi...

  • 14 yıl önce

    yüreğimi dağlayan duygu seli can alıcı bu şiirle iyice çöktüm aşina olduğum duygular zamana rağmen hala tazeliğini korurken şiir birkez daha hançerledi yüreğimi

    annenize allahtan rahmet diliyorum cennet mekanı olsun inşallah

    sevgiler