Sim-ü Zer'in Var İse

Keremin ateşiyle Aslıhan'ın gözyaşı,
Bazen yakar seveni adına aşk diyerek.
Sim-ü zer'in var ise bilesi mihenk taşı,
Kıymetini bilirim adına meşk diyerek.


Yüreğime vurduğun zincirin pas tutarken,
Bir fincan kahve kadar hatırım da kalmamış.
Bu gönül sensiz kalıp virânede yatarken,
Turnalardan saldığım selâmımı almamış.


Selâmım orta yerde sana hasret kalırken,
Gözü yaşlı turnalar melûl mahzun dönüyor.
Yılların çilesini sırtlayıp da alırken,
Sinemdeki sarayın için için yanıyor.


Yangın yerinde kalan keşke'ler olmasaydı,
Şu kısacık ömüre neler neler sığardı.
Gözlerden düşen hüzün gönüle dolmasaydı,
Kuruyan dudaklara Bengisu'lar yağardı.


Geçti artık istemem yağmasın toprağıma,
Sen giderken münbitti ne yazık çöle döndü.
Gülistânda adını yazarken yaprağıma,
Dökülen gözyaşlarım ne yazık göle döndü.


Bir yudum sevgi için sana açılan kollar,
Şu yalancı dünyada sanma el'i seçecek.
Yıllar yılı hasretle beklediğim bu yollar,
Sonunda anladım ki musalla'dan geçecek.

18 Aralık 2009 201 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar