Şimdi Asılı Bir Hayat
ruhumun,
çıkmaz iklimlerinde siper olmuş binlerce kurşun...!
intihar çiçekleri gibi,
mayhoş ve çelimsiz,
ruhani düşlerden yoksun,
zevkten ırak,
ıslak bir kibritten medet ummak gibi,
yakmaya çalışırken,
vurduğum fosfor içler acısı,
hangi talihten bahsederler.!
hangi kural seni benden almaya yeter...!
yırtık bir kumaş,
ve
üstümde duran yamalı gömlek neleri ifade eder.
bilmem,
kimse bilmez yaşanmışlıkları,
kimisi deli deyip geçer,
kimisi ismine bir isim daha ekler,
şimdi anlatmalı mı dersin?
-ey gözleri ayal,
şimdi konuşmalı mı?
-yoksa perhiz mi tutmalı,
tuale vurduğun son fırça mı olmalı,
dur durak bilmeyen,
çığlıkların notası,
es takısı takmayan namus kavramları mı?
hangisi hayal...
hangisi gerçek...
Kimse bilmez,
tutku ile bağlandığın onca şey varken
hayatta.
bu sahte roller arasında,
sevdiğin nice şey var,
gerçeklere yakın olmasını istediğin,
şimdi hepsi birer birer intihar masasında,
kaybeden biz değiliz,
inan.!
kaybedenler yanındayım deyip olamayanlar,
şimdi asılı bir hayat,
ve,
arkamda duran tek şey yoldaşımdır
inan...
çünkü o,
ihanetler rıhtımına uğramamıştır inan,
beynimin takipçisi,
bedenimin ruh ikizi,
gölge(m)dir asıl olan,
binlerce kez ölüm masasına yatırlıp,
her defasında tekrar dirilmiş olan...