Simli Baston Gölgesi
Issızlığı terk eder hüznün kıblesinde kuşlar
Göçer içimden her mevsim
Bir besmele kuşanır dilim
Simli baston gölgesine saklanırken takati yüreğimin
Adım adım sukûtu çiğner ölüm
Vuslatı cennete varan ayakları nasırlanır anamın
Kırılır dilinde adım
Anne der ağlarım
Gözyaşımda bir nûn
Yüreğimde kurşun
Tut ellerimi anne, ben hala küçücük bir çocuğum
Ya Rab neden bu kadar ödünç ah saklar bu dizler
Babasının kör kuyularında
Yusuf'u bırakan sen değil miydin
Ve çıkaran taht-ı devrana saflığı aşkınla
Tavafındayım gel gör
Bir bastona sarılır ardımda kalan izler
O izler ki anamın babamın, sevabını günahını gizler
Benden gayrısı hep mi kör
Şu ezanlar aşkına, hicret ediyorken aşk bile toprağa
Kalbim beyhude büyüme telaşında
Topal bir yüklem saklanırken simli baston gölgesine
İnkardır koşmak, saklanmak yeniden anamın kollarına
Ya sabrın hükmü sen bilirsin gayrısını
Okunur bir sala
Musallaya konulur gönlüm
Ya büyüt
Hicranı beslerken koynumda ölüm
Ya çocuklar gibi gülsün yeniden ömrüm
Yasemin Demir 2014 Haziran ayı tortuları
Nûn : NÛN: Arap alfabesinin yirmi beşinci harfidir.
Yaratılmışlara ait görünüşlerin durum ve özellikleriyle, özet olarak işlenmiş, belirlenmiş haline denir Allah'ın "Kün" sözcüğünden ibarettir. Bu da Hazreti sözcüğünün ortaya çıkış yeri olan Levh-i Mahfuz'da kaderin geçerli olduğu biçimde oluşur. Ayrıca siz benden daha bilgilisiniz' anlamında da kullanılmaktadır.