Simsiyah
Akşamdan kalma bir tebessüm,
Yabancılaşan güneş.
Derin ve boş yatağım.
Soğuk ve kanlı yastığım.
Çarpışan bulutların arasından yüreğime damlayan yıldırımlar.
Kaçışan düşler.
Gözlerin görmeye yetmediği acılarım,
Büyüyen sancılarım.
Gözlerimin arkasında muhavaza edemediğim anılarım,
Çekip giden umutlarım.
Kararan ruhum,
Korkak bedenim.
Bir canlı gibi her daim gözlerimin önünde koşuşan anılarım.
Renkleri birbirine karıştıran anılarım,bitirmedi gitti bu boyaları.
Kahraman babasının kızı,
Kuru gözlerim.
Yaşlı ressamın boyası çok...fırçası yok...
Uçup giden manzaralar.
Aradığı tek bir fırça,
Birde eksik olan beyaz boya.
Görmekti tek isteğim,duymak değil.
Hissetmekti,izah etmek hiç değil.
Karanlığın sarmaladığı tökezleyen dakikalarda,
Bir yanıp sönmedin bile a kutup yıldızı.
Herşeyi alıp giderken yüreğimide almayı unutmadın ya,
Aklımıda alıp gitseydin keşke.
Kirlenmeyen bembeyaz sevgimi alıp giderken,
Karanlık, hissiz ve sadece acı veren anılarıda alsaydın bari.
Unuttuklarım mıydı yaşatan?
yoksa hatırlamak istediklerim mi?
Çıkmaz sokaklarında,
Yanan meşalelerin simsiyah...