Sır
Dimağıma parlayan güneş:
Çoktan yontulmuş ömrüme,
Doğarken sabahların üstüne
Sunardı gözlerim sonsuzluğa beni
Önce en kavi bilindim
Sonra birtek deliler anladı beni
Âmâ gördü,
Lâl söyledi
Ve sağır duydu.
İşte buydu:
Vakarlığım bu yüzden denizler gibi engin,
Yaşamak gibi ölümcül...
Yanlış bir zamana sürülmüşüm
Dirilerek nasırından elimin,
Yarasından dilimin;
Kanadım durdum geceye,
İçimde süreksiz aydınlığa...
Bilirim, bir kağıt bir kalemim
Söz benim,
Sır benim!