Sırattan Geçir Beni
Yine hava karadı
Bulutlar gözlerini doldurdu
Bursa ağladı ağlayacak
Rüzgar kokunu getirecek
Sen kokacak dört bir yanım
Hangi duvar dibine sığınsam?
Her taraf sen kokacak
Sensizliğe batacağım yine
Ve öpüp gelinciğin, papatyanın alnından
Bir yalancı avuntuyla dindireceğim özlemi
Sensizlik hiç bir zaman böyle acıtmadı
Çaresizliğimi tokat gibi yüzüme vurmadı
Hani susup bakarken gözlerime aşka batardım ya
Avuçlarımda güvercinler takla atarken
Yüreğim kelebeklere mekan olurdu
Gurbetin soğuk rüzgârlarını susturup
Varlığınla büyürdüm
Pembeye boyardım tüm sokakları
Sonra susardın uzun uzun
Ellerini çekerken ellerimden
Sevgisiz, sahipsiz ve kimsesiz kalırdım
Sen bilmezdin
Ki!
Hiç bir şey böyle ağlatmamıştı içimi
Ve
Ne zaman bulutlar gök yüzüne ilişse
İçimde bir yerler ve Haziran ağlar
Ellerim, yüreğim üşür
Yokluğun cehennemin dibi olur
Hadi gel
Tut ellerimden
Tut yüreğimden
Ödüllendir gelişinle
Bu sırattan geçir beni...