Sitemkâr
Umumi kapının açılması
Kapının telaşla örtülmesi
Elimin hınçtan berkilmesi
Dan diye ezberimdedir
Gecelerin bu saati bulması
Sen olmayanların merdivenleri çıkması
Sessizliğe dikkat kesilmelerim
Bir öksürüğe kulak kabartmalarım
Sebepsiz hülyaya dalmalarım
Dan diye ezberimdedir
Kapılarda sen gıcırdaması
Sessizliğin sensizliği bildirmesi
Dişlerimi sıkmalarım
Gözyaşı dökmelerin
Sıkıcı bir herif yüzündendir
Çıkar gelirsin diye beklerim
Kendimi kendimin önüne çekip sorarım
Üstünü sen yokken bile örterim
Ertelerim
Her yanımı örselerim
Öfkelerim !
Ah öfkemi durduramam
Ayrılığı ikimize konduramam
Girişteki kapı açılır kapanır
Bunlar dan diye ezberimdedir
Sen değilse de umut kapıdadır
Çıkar gelirsin diye beklerim
Kaç kere çetelemde yalnızlığımı sayarım
Bezmiş Abdülhamit sıkkınlığımı bir kutuya oyarım
Burada bırakmam kara kaplıya da eklerim
Bıraktığın yerde dikenlerimle beklerim
Girişteki kapı elbet açılır
Senin de karnın bunca burkulur
Dan diye sözlerin ezberimdedir
Ah o sıkıcı herif derdindedir!
Asıl soru derdin nedir?
Kaç günlerdir derdim budur
Ah o kapı elbet açılır
Böylesi yalnızlıktan ancak kaçılır
Uzak diyarlara kuş olup uçulur
Hepsi o sıkıcı herifin yüzündendir
Oh be dedirten yorumlar bunlar. Bir yazında da belirtmişsin ya " yüreğine sağlık" yorumlarını aşmanın zamanı geldi diye. Sevdiysen neresini sevdin şiirin, neresi vurdu seni, hangi imge, hangi ses oyununa vuruldun. Ya da sevmediysen nereler tırmaladı kulaklarını, hangi imge olmamış be usta dedirtti.
Çok sağ ol Mete, şiiri beğendiğini söylemen bir yana beğenmemiş olsaydın da ne kadar güzel bir şerh örneğidir yorumların. Sanırım şiirimizi yüceltecek noktalar buralarda gizli. Burası şiirlerin kıyasıya eleştirildiği düzeyli bir yer olduğu müddetçe şair adayları harika bir atölyede çalışmış olacaklar. Diğer şiirlerime de benzer eleştirilerini bekliyorum. Keza ben de senin şiirlerini incelemeye alıyorum haberin olsun :) Sağlıcakla kal!
Şiirde henüz Attila İlhan seslerinin hissedildiğini kabul ediyorum. Aslında sevgili Murat, şiirde bu tip seslerle bir alıp veremediğim yok benim. Nazım'ın makinalaşmak şiirini de ben severim. Trrrrum Trrrrum Trak tiki tak! Makinalaşmak istiyorum!
Kısacası senin şiirinde ben bu işi sadece "ses" olarak sevmedim. Bir şiir yazmıştım on altımda mesela içinde "karabasan" sözcüğü geçiyordu. Hem mana olarak zorunlu hemde benim şiirim aslında o söz üzerine kurulu idi. Fakat ses olarak uygun değildi;
unutma sakın beni unutama geceleri karabasanlar girsin rüyana sarmaş dolaş ol, kul ol zamana yine de sabah olmasın sana
Bunlar şiirde tercih meseleleridir. Ben yerinde olsaydım "Dan'ı" sadece ilk kıtada kullanırdım. Ve belki en sonra. Sonra şunları çok güzel yapmışsın;
Kapılarda sen gıcırdaması Sessizliğin sensizliği bildirmesi Dişlerimi sıkmalarım Gözyaşı dökmelerin Sıkıcı bir herif yüzündendir
Ama son olarak dediğim gibi bunlar şiirde tercih meseleleridir. Elbette aynı şekilde düşünsek zaten aynı şiirleri yazardık ve kötü bir durum olurdu. Benim ki bir eleştiri değil bir yorumdur.👍 Ve ben pek beğendim şiiri.
Sevgili Mete, suratıma çarpan tokadı güm, dan gibi yansıma sözlerden başka hiçbir şeyle tanımlayamadım :) Biraz Attila ilhan tarzıdır bu ki çok severim böyle sözcüklerle şiir yazmasını. Ama haksız da sayılmazsın dan dun durduğu görüşünde. Gerçi yazdığım son 5 şiirde falan hiç estetik kaygı gütmedim inan. Yazmasam ölürdüm, istenmeyen çocuklar gibiydi onlar :)
👍 Kullanma sebebini iyi anlıyorum. Hak da veriyorum hatta. Yerine bir şey koyabilmekten de değil benimkisi sadece "dan" biraz dan dun olmuş. Ama edebiyat eleştirmenleri daha iyi bilir elbette :)
o "dan"lar olmasa şiir olmuyor be değerli kardeşim Mete :) ama bir gün edebiyat tarihçisi bana sorarsa: ah o dan'lar olmayaydı da tanımasaydınız beni diyeceğim