Siyah...
Manastır manifestoları!
İlk günah: Kırmızı elma
Yanakların...
Bayır düz dik yok oluş
Nefes bahşetsen: hayat
Bulur gecemiz
Arala dudaklarını: hecemiz
Sokağın bittiği yerde: Yatağımız,
Yıldız, soluk sokulmuş: Ay yüzüne
Şehvetin pırıltıları: Öpüyorum,
Göğe merdiven sanki: Bacaklarını.
Siyah: Kamçılı bir düşün
Ateşli kraliçesi...
Bir aşk rahibesi,
Sıtmaya tutulmuş eller: Açık,
Duaya duruk; içinde,
Bir dolu temenni
Dudağı duadan öte
Dokunuşlarında titrek: Dudağımın,
En mahrem yerinde saklı: Günahı.
Elleri parmaklarına tutanak: İnce,
İncecik sanki dokunsam: Kuyu,
İndikçe derine; ihtiras.
Lavlar sinesinde saklı: Bir çift yanardağ
Patla...
Volkan taşmaları lav artıkları: Dik,
Göğüs uçları: Sanki
Mihrapta tövbeye duruyor: Unutmuş,
Peder bakışlı: Kışkırtıları.
Bir mum yakıyor: Katedral
Görkemli iki sütun: Bacakları,
Çan sen sus: Sus sen,
İsyana çağırıyor hırıltıları.
Bileklerin, Uzunca yolculuk: Kollarında,
Alevde gezinen bir beden,
Sekiyor ayaklarım: Dudaklar,
Bir değip bir sekiyor: Ta ki,
Gerdanına akan ter: Anlımdan,
Tuzlu bir dil sanki: Ab'ı hayat tadıyor
Şah damarın: Ne o göğsün,
Yaralı bir hayvanın, neşesini taşıyor!
Acı değil kıvranışlarımız
Birazdan: Arşa Yükselecek
Haykırışlarımız.
Kapı:
Sütunlar arasında: Giz,
Aralanınca dipsiz: Yolcu,
Nefessiz: Oyun çengisiz.
Yılan kabuk bırakıyor: Dibine,
Düşecek günahın: Al elmaları.
Günahın armonisi geziniyor kulaklarımızda
Siyah, bedenler umarsız.
Beyaz güvercinlere kaldı: Af,
Dilemenin duası.
Ah keşke:-Serkeş bir gecenin ardından-
Sabahın,
Bir dili olsa.
Gözlerin,
Günahına ağlasa: Ağıt,
Yaksan geceye/düşe.
serbestin en güzellerinden bir şiir okudum kaleminizden. tebrikler ve teşekkürler.
Ö.Osman AVCI