Siyah Adam
Vadide saklı bir yer:
Buğuyla perdelenen şu çizgideki heykel!
Ne sen sor üstadım
Ne dilim varsın anlatmaya;
Tabancasından sıktığı, topraktı çocuğun
Ölüm değmeyecek sanıyordu tenine siyah adam
Beyaz gömleğindeki düğmeyi göstererek konuştu:
"Bak, elmas!
Bununla yüz tılsımlı can daha senin olur."
Püskürüyordu oysa dalgalar arasından toprak
Hiddetlendi çocuk, titriyordu parmakları
Dedi ki: " Annem... Onu istiyorum"
Kara adamın saçları beyaz oldu
Teni beton
Tüyleri uzadı dal gibi
Öyle ki yetişemiyordu gözleri;
Mazide salkımı büyüyen fidanlığın
Devrilmiş sehpasına.
Elmaslar küçüldü, pire gibi zıpladı bedeninden
Kaskatı kesildi siyah adam
Çocuğun parmaklarından düştü tabanca
Toprak yön değişti: "Hayır!" dedi
Bilemezdi ki çocuk, elinde tuttuğu oyuncak
Siyah adamı kucaklayacak
Asırlar sonra bu beldeden geçenler
Bilmiyordu ki, kireç tutmuş şu beton
O siyah adamın gövdesidir
kaleminize zeval gelmez umarım :) çok güzel bir şiir olmus..basarılarınızın devamını dilerim....