Size Bırakıp
uzlaşıp kendimle
cesaretimi sırtlanıp hele
varılan en uzağa, en uca, en keskin viraja
vurunca dümen suyumu
ölüp ölmemek kaygısını bırakmadan tanrıya
hafif meşrep bir akşamın son kokuları yayılınca şehre yarı sarhoş
küfrederken doğmasın o güneş diye bir daha
bir daha ışık çürütmeden göz bebeklerimi
uzağa
ışığı çalınmış mabetlerde diz çürütürken tüm ibadetleri inkar eden avuçlarım
dilimi kurutan küf kokulu mahzenlerin yosun tutmuş çeşmelerine sürerken dudaklarımı
yalvarmayacağım bir daha yaradan ya da yaratamayan tüm varlıklara
küsüm sana baba, sana da ana
yoksun bir gecenin kahrını kasıklarınıza düşürdünüz
sormadan nasıl bir hayat hikayesi çizeceksin diye o siyah parşömene
ya da resmedip çöl yangını tuvale akıbetsiz bir çizgiyi
şeytana kör bir adım yüklemeli artık
yüklenip ne artığım ne boşluğum varsa kaldıysa
içi dolası kadehleri çalıp o sabahçının meyhanesinden
dönmesinde diye boynumu kırıp
size bırakıp
sizi bırakıp.... rengini sildiğiniz tüm fotoğrafları