Size Bırakıp

uzlaşıp kendimle
cesaretimi sırtlanıp hele
varılan en uzağa, en uca, en keskin viraja
vurunca dümen suyumu



ölüp ölmemek kaygısını bırakmadan tanrıya
hafif meşrep bir akşamın son kokuları yayılınca şehre yarı sarhoş
küfrederken doğmasın o güneş diye bir daha
bir daha ışık çürütmeden göz bebeklerimi
uzağa



ışığı çalınmış mabetlerde diz çürütürken tüm ibadetleri inkar eden avuçlarım
dilimi kurutan küf kokulu mahzenlerin yosun tutmuş çeşmelerine sürerken dudaklarımı
yalvarmayacağım bir daha yaradan ya da yaratamayan tüm varlıklara




küsüm sana baba, sana da ana
yoksun bir gecenin kahrını kasıklarınıza düşürdünüz
sormadan nasıl bir hayat hikayesi çizeceksin diye o siyah parşömene
ya da resmedip çöl yangını tuvale akıbetsiz bir çizgiyi




şeytana kör bir adım yüklemeli artık
yüklenip ne artığım ne boşluğum varsa kaldıysa
içi dolası kadehleri çalıp o sabahçının meyhanesinden
dönmesinde diye boynumu kırıp



size bırakıp
sizi bırakıp.... rengini sildiğiniz tüm fotoğrafları

28 Haziran 2014 942 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar