Size Çiçek Getireceğim

İnsanlık toplu grevdeydi
Tanrı lokavt yaptı.
Kıtlık ; insan eti yedirir , kan içirirdi .
Büyükler , hiç aç kalmadı ...

Çocuktum .
Ben; yalnız sokaklarda misket kavgalarını bilirdim
Düşüncelerimin üzerine devrilirken kitaplar ,
Büyüyenlerden ekmek ve toprak kavgası öğrendim.
Modern çağın eli kumandalı padişahları
Masallardaki perileri allayıp pullardınız ,
Çikolatadan evlerde yaşarken
Kulübeleri yağmalardınız
Tâbanızı kuzuya çevirirdiniz ya ,
Siz hep ejdarhaları sevdiniz .
Büyükler ; ben sizi hiç sevmedim !

Siz vururdunuz çekik gözlü bir bebeği ömrünün başladığı yerden
Hiroşima'nın çiçekleri* can çekişirdi gözlerimde.
Alfabeyi sıraya dizerdi kara gözlü hümanist bir kız
Harf be harf vururdu savaşları
Zihnimin temel atma evresinde.
Teni tutuşmuş çocuklar uzatırlardı ellerini
Kan ile yazılmış beyaz sayfalardan
Tutamazdım.
Vururdu boynumu büyüklerin kılıcı
Ölmezdim ve hatta bükülmezdim
Yaş ağaçtım ben , iradenize eğilmezdim
Siz geleceğimi bombalarken ,
Ben Hiroşima'da kaldım büyümedim
Siz bana bombalarla gelmiştiniz
Ben size o topraklarda açan çiçeklerden getireceğim...


Not: Hiroşima'nın çiçekleri ifadesi ; on iki yaşımda okuduğum Edita Morris' e ait ve içeriğini bugüne kadar hafızamda sakladığım bir kitabın başlığından alıntıdır.

16 Mart 2010 87 şiiri var.
Yorumlar (10)
  • 14 yıl önce

    Tabi ya arada bir sosyal içerikli şiirler yazılmalı demişimdir.Sevgi,aşk,ihanet kıskacından kurtulmalı ...

    Sizi canı gönülden kutluyorum.

  • 14 yıl önce

    "İnsanlık toplu grevdeydi Tanrı lokavt yaptı. Kıtlık ; insan eti yedirir , kan içirirdi . Büyükler , hiç aç kalmadı ..."

    İnsanlık açlık grevinde, Doyurmak için büyükleri Kaldı sunulacak sofralarına Küçük insanların kemikleri.

    Kutlarım, yürekten. Defalarca okudum şiirinizi. Harika bir giriş ve çok güzel bir anlatım. Gönül dağarcığın hep zengin olsun dileklerimle...

    Şiirinize tebriklerim gönülden Gün eksilmesin pencerenizden.

    Sevgiler, saygılar. Çetrefil.

  • Pirsultan "bozuk düzende sağlam çark olunmaz" demişti yüzyıllar önce, kaldırmıştı başını Anadoludan, "birgün ağrıdırlar senin başını" diyordu, öyle de oldu, ama sesi günümüze ulaştı ne mutlu, şiirlerinde çizdiği dünya haritasını çizebilen kimse yoktur, izini sürmeli, kadeşliğin ve barışın. Düzen hala aynı düzen...

    şiirin sonundaki mısralar alabildiğine aydınlık,

    der ki Enver Gökçe, "Bak Şu Dağlara Alı Al Moru Mor Saf Saf Omuz Omuza Dünya Elvan Elvandır.

    Bu Dirlik Düzenlik Kavgasında Yunus Kollar Daldırma Gül Ve Yürek Kocamandır. He Vallah Kocamandır.

    Kalabalık Yücedir Kalabalık Vatandır Ah Len Ah Onlar Yoksul Eti Yerler Ve İçtikleri Kandır."

    Kutlarım.

  • 14 yıl önce

    Benim düşünceme göre bir şair soyut konulardan soyut değerlerden sıyrılarak toplumun sert taşlarında gezinirse onların içine dalarsa artık şiir nefes nefese koşan gülen ağlayan ,umutları olan bir insan kimliğine bürünür. örneğin ölüm temini iki farklı şairde ele alalım. Cahit Sıtkı'nın: ' Ve gönül Tanrısına der ki Pervam yok verdiğin elemden/ Her mihnet kabülüm,yeter ki Gün eksilmesin penceremden' bu dizelerinde ölüm iliklerinde duyulacak derecede yereysel bir saplantıdır, korkudur. Nazım Hikmet'in: ' Kale kapısından çıkarken ölümle buluşmak üzre sondefa dönüp baktığımızda şehre sevgilim, şu sözleri söyleyebileceğiz: -pek de öyle güldürmediniz yüzümüzü, çalıştık gücümüzün yettiği kadar seni bahtiyar kılalım diye' dizelerinde ise bir metafizk değil bir yaşantı vardır. onun korktuğu ölüm,ölümün şekli değildir. [b] İnsanca yaşamak[/b] hak ve olanaklarını elde etmeden, insanı tutsak edenlerin ellerinde kalleşçe ölmektir. işte yaşayan şiir. Zeynep Hanım misket oynayan çocuklarla ve 'Siz vururdunuz çekik gözlü bir bebeği ömrünün başladığı yerden Hiroşima'nın çiçekleri* can çekişirdi gözlerimde.' dizeleriyle savaşın meta fiziğiyle değil yaşayan haliyle gelmiş. Tebrikler.

  • 14 yıl önce

    Çicekler için teşekkür......hümainist yüreğine sağlık..

    Kutlarım.