Sızı
ilkbaharı yeni devirmiştik henüz
bir fasıllık yaz ardından
hazana dayandık
biz oradaydık...
çocukların sarı yaprak izlerinde
garip bir hışırtı gibi
içsel seslerimiz vardı
ve
yalın ayaklı...
öykündük önce
sonra öyküleştik
şiir şiir olmaktı hevesimiz
'ama biz sınıfta kaldık...'
ılıman düşlerimiz
ayaza düştü
üşüdük...
birlikte bu mevsime düştük...
şimdi kızılyıldızı
bulutları
hava durumlarını dinliyoruz
bizim şehirlerimizden söz etsin diye...
kapalı bir yağmura düşmüş kentlerimiz
ağlamaktayız...
biliyormusun,
mışlı hikayeler gibi
gökten üç elma beklemekteyiz
biri bana biri sana
biri ise çoktan çürümüş...
işte sızıların ardından
şakaklarımıza düşmüş bir ağrının
şifasını aramaktayız
kim bilir belki de son duraktayız...
hüzünlü bir final
sade bir anlatımdı
tebrikler Murat bey emeğiniz değer görsün.👍
Sade bir anlatımla güzel bir şiir.Tebrik ediyorum,selamlar.
üşüyen bir yaz iklimi gibi şiir benliğimi esir aldı
ve şakaklarımda gezen sızılı imge cümbüşü;
kâh; garip hışırtılı yaprak izli kâh; hazana dayalı ilkbahara fasıllı
şiirsel bir kurgu akışıydı.
Şiir şiir olsa da içiniz Çürüse de elmalar Son durağa da gelinse
Öyküleşebilecek bir şeymiş yaşanan Ne mutlu böyle geçmişlere...