Sızı
Darmadağın hissiyatlara,
Çok öneride bulundum...
Ama kendi içimdeki,
Yaraların sızısına bir,
Nasihatkâr, olamadım da,
Bulamadım da...
Bana hep karşımdakine,
İyi olmam önerildi...
Ama ben onların,
Niyetini anlamamazlıktan geldim...
Neden? Sadece onlara iyi olunuyor
Ben hiç miyim?
Alın öğütlerinizi başınıza çalın...
Kimsenin dört dörtlük olmadığını,
İyi biliyorlar,
Ama benim için karşı, taraf savunuluyor...
.
.
Bir revadır bana,
Yaşantılarım, yaşadıklarım,
Diye düşündüm hep de düşünürüm,
Dört köşe duvarlar memleketim...
Kabulleniyorum...
Kabullenmemiş tutumumu bastırıyor,
İlahi adalete olan inancım...
Zaten çok nadir görüyorum...
Beynini değilde,
Kalbini dinleyenleri...
Bende onlardan biriyim işte...
Soğuk bataklık misali,
Avuntuların pis tırnakları içinde...
Baş belasıyım duygularıma...
.
.
Kış geldi,
Artık dahada çekilirim,
Yalnızlık kabuğuna...
Kalabalığın içindeki kimsesiz varya,
İşte belkide böyle,
Olduğuma sevinmeliyim,
Belkide bu sözü unutmak için,
Allah'ın beni kendi korumak, için
Yalnız bıraktığına inanmalıyım...
İçimdeki hüznü sevince boğmalıyım...
Sarmaşık çiçeği gibi,
Kesilen dallarımı,
Yeniden büyütmeyelim...
Vurdum duymazların içinde, olduğumu
Kendime kabullendirmeliyim...
Kimsenin sonradan,
Aklına geleni değil,
Ben benim değerlim olmalıyım...
Bu kâfi...
Önce kendim anlamalıyım...