Şizofren Kasırga!
kapı çalıyor...
bir koşu aç da gel diyor bir ses..
koşuyorsun...
geleni tanımadığını söyledin..
seni izliyorum..
sessizce yatagına uzanıp ,
bir türlü bitiremediğin kitabı aldın eline...
aslında bitireli neredeyse yıllar olmuştu..
o en sevdiğin kitabın yirmiüçüncü sayfasının,
onsekizinci kelimesinde takılı kalmışsın...
kapı hala çalıyor...
hani açmıştın?
sayfaları çeviriyorsun sanki birşeyler ararcasına,
fırtına başlıyor,
ardından dinmek bilmeyen yağmur...
oysa yıllardır yagmur yagmadı...
hala o kelimedesin..
beyninin içinde ,
tırmalarcasına aynı kelimeler...
siren sesi gibi..
kapı yumruklanıyor...
Aç kapıyı diyor ses!
Orda oldugunu biliyorum seni lanet olası,
Aç su kapıyı!!
hala kalkmadın...
ve hala okuyorsun...
bitmek bilmeyen su cok sevdigin kitabı...
sabırla seni izliyorum..
bir ara aklımdan geçiyor,
Yoksa izlemiyor muyum ?
duvarda bir böcek yürüyor..
köşeye geldiğinde onsekiz tane oluyorlar..
ve şimdi ondokuz..
üzerine dogru ilerliyor ordu..
ben seni izlemeye devam ediyorum evlat,korkma!
birşeyler mırıldanıyorsun,
şarkı gibi...
o sırada maestro!
müzik başlıyor..
birden kalktın ve dans etmeye başladın...
müzik kapıdaki yumrukları hafifletiyor...
saçların çok uzamış...
sürüngenler ve böcekler hala yolda...
kapı yumruklanmakta!
ordasın hadi dostum aç artık!!
sana hiçbir müdehalede bulunamam..
sen bensin belki...
hala uzanmış kitabını okuyorsun...
diğer odaya geçeceğini söyledin,
orası boş...
hayır değil diyorsun..
üç sandalye götürdün şimdi,
anlamıyorum...
üçü de "dolu"
üçü de "boş..."
önce sen oturuyorsun..
diğerine de sen...
ve sonra üçüncü de yine sen varsın...
kapı sesi kesildi..
pes etti gelen-ler-
sandalyeleri ters çeviriyorsun,
oda kapkaranlık..
ikisini sırt sırta verdin ve üçüncü camdan aşağıya..
pat!
böcekler ucusuyor,
kapı yok,
hangi sayfada kalmıştık ? ...
korkuyorum evlat...
gerçekten ilginç..
ilginç..