Şizofren Katilim Kimdi Benim Anne
Şiii Sessiz Ol
Ey Ruhum...
tanrım yetim saçlarımdan savruluyorum
mayısın kuzey çocuğunun nâr hastane koridorlarına
bir bebek ağladı dünyaya
ruhum bir bedende ayrım hücresi
ayrım hücresine yanaşmadan yeniden doğ beni tanrım
ya da kömür karası akan kanın ciğerlerime dolmasıyla
b o ğ beni tanrım
cennet
annem ayaklarından beni neden düşürdü
gece gündüz arasındaki yer gök şahit
ben senin ayaklarında kaç kere intihar ettim
bilmiyorsun anne
tanrı beni ellerine sunduğunda
babam ağlıyor muydu
iblisler süt dudaklarımı kanatıyor
göbek bağım kesilme çığlıklarından
rahmin ağzında yendi
üç vakta kadar lanetlinin çocukları dirilecek
duydun mu anne
muson çocuklarını yiyecekler
çığlığım Abrahamın Keldâni kavminde
x doğumumda mühürlendiğinde
çocukluğumu kaçırıp
göğün en uzak kısmına gömecekler
ölmeyecek misin sen bana
a n n e ölmeyecek misin
kırmızı camdan çiğnenen bileklerimi
kim koruyacaktı baba
ölü olan sen gündüz ölümlerimde
sesimin hıçkırık gürültülerini
duyacak mıydın tanrı evinden
iki ayaklı varlıklar
mutasyon kimlikleriyle dirildiğinde
beynimin ince çizgisi kendini fırınladı
bebeklerim arşa savruldu
bir iki üç tıp oyununda aklımı burktum
ebe kimdi kaçan kimdi anne
çocukluğumda en sevdiğim
shakespeare tiyotrosunu bastı
hiç tanımadığım bir kadın
iri gök rengi gözleriyle
duisburg caddalerine kan boşaltıyor
mayıs ayının on dördü akşamının
m o r g yatağına
deli sokağına hapsedildim baba çıkamıyorum
kimdi bu kadın kimdi içimden çıkmak bilmeyen
yastığımın kenarında uykuma göz diken
alfabeleri astıran harf harf çarmıhı yaktıran
havva kızını kemiklerimden deşen
küçük bir kızın süt verilmeyen cümleler tabutunda
gömüldüm diri diri
anne
cinnetim sâlâ sesinde muskalanıp yeryüzüne aktı
kirpiklerim kangren ayininde
gölge karanlıkları tırnaklarını uzattıklarında
ay karanlığa gömüldüğünde
yer sonsuz geceye bağlanıp düğüm atıldığında
y e d i basamağa
tenler l â iğnesiyle
gözlerinin yorganlarını dikip açtıklarında
kulakların perdeleri silkelendiğinde
mezarlar boşaldığında
irinle karışık dirilenen kötü bedenlerin
çürümüş etleri göğün mezarından düşecekler
korkuyorum anne
doğum koltuğu üzerime örtülmek üzere
susma anne susma
loğusa yatağın soğuyor
cinler sırada kırk gün kıyamet
şerbetim dudaklarımdan üflendi
sur ağlıyor cenin halimden
söyle artık
şizofren katilim kimdi benim anne
babam mı sen mi
yoksa Tanrı beni sana verdi diye
Tanrı mı
Tanrım al beni günahıma giren
anne duvarından
Ahmet Ormancı'ya
Çok Saygılarımla
Tülay Lâl
martonüç
Lösev
bu yapraklarda ;
mayıs ve haziran günceleri yok,
çocuk...
şiir gibi şiir
sevgiyle kalın...
:(((((((
Bir bebek ağladı dünyaya,
büyüdü,
büyüdükçe lanet okudu büyümüşlüğüne...
Halbuki billur köşkten ibaret sandığı hayat, ne acılar sunmuştu gözlerinin önüne...
Ah ablam ah!!!
Yaptın yine yapacağını, yüreğim kan gölü, gözlerimin bulutları yağmur yüklü...
Ahmet Bey de yine çok güzel seslendirmiş, yüreğine sağlık...
Seni çok seviyorum ablacım!
👶 😅 👧
deli sokağına hapsedildim baba çıkamıyorum kimdi bu kadın kimdi içimden çıkmak bilmeyen yastığımın kenarında uykuma göz diken alfabeleri astıran harf harf çarmıhı yaktıran havva kızını kemiklerimden deşen küçük bir kızın süt verilmeyen cümleler tabutunda gömüldüm diri diri anne cinnetim sâlâ sesinde muskalanıp yeryüzüne aktı kirpiklerim kangren ayininde👍👍
yine çok harika bir şiir Tülay Hanım, defalarca dinlemeye ihtiyacım var ezber bozan şiirlerinizi ezberime almak için... başarılar daim olsun efendim...