Şizofren / Ufuk
Boynunda fular
Fötürü yan siyah kaşe kabanın üstünde
Ayakkabısı rugan, dudakta sıgara
Dumanı uçuşuyor yağan yağmurla
Kozlu rıhtımında...
Martılar sinmiş kayalıklara
Kafeleri basmış deniz
İskelede kendini zor aydınlatıyor sokak lambaları
Hırçın karadeniz
Beni de boğsa dalgaları diye bir ümit beklemekte
Hangi vakit?
Her yağmurda
Pamuk ellerine tutunduğum o gün gelir aklıma
Kıvırışık saçlarıyla örmüşüm kader halımı
İlmek atlamadan sarmışım kilimi
Gün doğurmuş güneşi
Yıldız dökülmüş sereserpe çizgime
Ve göçmen kuşlar göç etmiş sessiz sedasız
Bu Kent çok yalnız kalmış sürü göçünce
Ve ben kuzeyi gösterircesine yosun bağladım yalnızlığımdan
İki çift kelama muhtaç
Deli gibi kendi kendime konuşur dururum
Sen Behçet Necati edasıyla
Baston vurursun kaldırımlara
Ben hala ayağındaki nasırdan şikayetçiyim aldırma
Ah yardan yaralı cancağzım
Bir uf desen dökülürüm yollarına
Nede olsa her sabah incecik Bi çizgiyim camında
Yarda olmak kolay değil yara da
Umut olmak varya ufukta
İşte o insan olma gerekliliği
Unutma güneş her sabah acıdan doğar
Ve çiçek gözyaşıyla ıslanır her çiğ...