Soba

bazı şarkıları denizde sektirirdik biz
hadi taşınızı alın da gelin
tanışmadınız mı yoksa
bu arkadaş kağıttan gemilerin batmazlığıdır

sizin misketiniz de vardır şimdi
ne yakışıklı durur tırnaklarınızın arasında o büyülü toz toprak
çocukluğun noteri bunu çok iyi bilir
ahh be annem kızılcık sopasına değinmeden geçemeyeceğim
psikologların kulakları çınlasın
bende yarattığın tüm travmalara teşekkür ederim

nerdesin abicim sen Kemalettin Tuğcu
nasıl güzel ağlardım hikayelerinin omuzlarında
izin vermezdi ablam
evin küçüğüyüm diye kıskanırdı belki
alırdı gözyaşımı
kırar da bölüşürdük beraber

ardından vahiy gibi gelirdi babamın öğütleri
bir kulağımdan girenle diğer kulağımdan giren bir yerlerde karşılaşırdı da
baba gene yap lafı yürürlüğe girerdi
o sıra ben büyürdüm
uykulu gözlerle yatağa ne kadar otostop çeksem nafile
sanırsın Orhan Velinin bahsettiği o şiirlerin hepsi
bizim evde saklambaç oynuyor
ama biz dört Garip körebe

bisiklet mi dediniz
mutluluğa bir tur binmenin tarifidir
ulan senin yaşadığın da bayram mı be
ben o mendili almak için kaç el öptüm biliyor musun
gel de şimdi sümkür
bu yüzden çok nadir ağlarım ben
inanmazsanız mendile sorun

ama bu bir sorun değil tabi
sorun üşüyüp üşümediğiniz

sahi neden bahsediyordum ben
aileden
evet evet aileden bahsediyordum
aile neye benziyor biliyor musunuz en çok
sobaya benziyor




Umut Kazan