Sokak Zamanı
Ulan İnek Bekir!
Elli yılla hala devam
Şöyle bir adam olamadık
Mürekkep yalarken
Hiç bir zaruretin yok
Sokaklarda fink atıp
Kaldırımlarda yatıp
Diyara gamsız, hıyara zamsız
İlgisizce, bilgisiz caka satıp!
Hava bedavaydı
Yol bedava
Bedavadan adamlık
Bedavadan kadınlık
Söz bedava, ağız dolusu saldırımda
Üç beş sokak kadını ve adamı
Otururken kaldırımda.
Kolaylıkla, kararlılık düzeyine
Boş boğazlığa, yol aldırır da
Böyle zamanlarda da
Gazete okunmaz
TV karşısına geçilmez
Sohbetle eve de çay içilmez
Demi de, cemi de, gemi de
Kendilerinden menkul
Köpekler tutuşmuşta, itler ayırıyordu!
Sokak kaldırımı deyip geçmeyin
Birini, diğerinden seçmeyin
İtin kuyruğunda olan
Yanında donu oturur!
Günle Şuhut, gün evirilene dek
Ne neşedir, gülüşmelerle
İncir çekirdeğini doldurmayan
Gelir ahvaldekine, ballı kek!
Kavga bunlarda
Bela bunlarda
İllet bunlarda
Ne tarayıp, ne eğirirler
Adam da, madam da bunlar
Ses de, söz de, bunlar
Mihenk değerde bunlar
Çerden, çöpten, paklama dernek
Her biri, birinden örnek!
Boştur kaldırımlar
Eğer yokta ise onlar
Lafazanlıkla seçimleri
En ufak bir duruma değişecektir
Ağız değiştirircesine geçimleri
Belki sosyal yapı, olanla darda
Çokça da, kendinde olamamakla, harda
Bunların kentte olanı, pavyonda barda!
Et kokmuşta, tuzda kabahat
Kelebi benim de, sağılan ip o!
Gerekten gider iken yolda
Daha bir yüksek perdeden
Konuşmaları sarar da dört bir kolda
""Gı! Falan kadın sokak kadını gibi
Çocuk için dövüşüyor"" der, sağda solda
Nohudu bitmişte, arpası kırılır değirmende
Bir de kirmen eğirir elinde
Tüm sokaklar bunların belinde!
Akşam olur zil çalar
Bakarsın ki
Kaldırım yosması kostağı
Hedeftir paylaşandır, gözde, gezde!
Der; görümcem var
Türk kahvesi var mı sizde?
İki adım ötede bakkal
Ya Rab; yoksulluğum mu?
Alınıp satılan
Sorumsuzluğum mu?
Yoksa...
Yoksunluğum mu berhava olan
02.10.2009
Donu: Görünüşünde olmak
Şuhut: Gözlem yapma, tanık olma
Kostak: zarf, narin, zarif giyinmiş olan
Yosma: Güzel kadın erkek, hoppaya kaçan kadın erkek
Kelep: Büyük iplik çilesi. Kilim dokurken hazırlanan renkli büyük sarımlar.
Sağılma: Kelep ipin ucundan tutup, çekerek kelebi bozmak, ya da kelebin uç ipini çekerek, yumak sarmak. Veya kilim dokurken eriş arasında geçecek uygunluktaki melik denen, el ipi sarımı şekline getirmek. Kelep sağdım (sardım) denir.
Biz eski dinazorlar,okurken iş bulup çalışırdık.Şimdiki jöle kafalılar cafe dicko köşelerinde fink atıyor. Şiirini okurken öğrencilik yıllarıma sürüklendim,harika olmuş Ustad... 👍😙👍