Solcu Fotoğrafına Çerçevesizlik Devrimi

Ellerin kadar olmasa da temiz ve beyaz,
kalbime benzemese de bomboş bir kağıt,
duruyor dünden kalma çay kokusu sinmiş masamın üzerinde.
Ve kuşların kulağımı gıdıklayan hoş şarkıları,
çünkü radyo değil son ses balkon açık.
Hafiften esen tatlı bir rüzgar değiyor bu yüzden tenime,
masamdaki tahttan düşürmez umarım kağıdı,
göğsümle beraber çerçeveye de hapsettiğim sol'cu yüzünü de..

Göğsümde kalbimin çarpması dışında isyanın olmadığından
göğsüm hâlâ sağlam.
Ama çevrenin zincirlerini kırıp özgür'lüğünü düşünüyorum.
Birden tam karşımdasın ve bana
bakıyorsun
köşeleri isyanlarla yanmış fotoğrafından çıkıp.
Renksiz bir rujla "Susmak" sürdüğünden ölüm orucunu öpen dudağına,
dudağını okuyorum okuryazar vasıflı gözlerimle;
- anlat, diyorsun.
Neyi diye sormadan,
neyi istiyorsam onu.
Heyecanla yutkunup boğazıma takılan darbelerle,
gözlerini anlatmaya çalışıyorum önce.
Özne, yüklem aramıyorum
kalem ve sen yâr'dımıyla kuracağım ütopik cümlemde.
Sadece hayalin belirdiğinde gözlerine bakmak,
ve gözlerimi alamasam da yazmaya çalışmak..
Bana düş'en bu, sana düşense durmak.
Biliyorum, ellerin yerine kalem tutan ellerim titriyor şimdi.
Ellerim kaleme aşinalığından bıkmış,
ellerini tutmak istiyor, ellerinle yazmak..
Şaşırıyorum, utanıyorum, ağlıyorum.
Gözyaşlarım silgi oluyor ve siliyor
kirpiklerine çizdiğim çapakları her hatamda.
Çünkü senin kirpiklerinde çapak olmaz sevgilim.
Hem olsa bile çapak değil incidir onlar,
denizdeki nadir midyelerden çıkma ihtimali bile olamayacak kadar..

Paha biçilemez, kalem düzülemez
kuralları asılı satırlarımda.
Ama yazarken çiğniyorum.
Alfabeyi sıralamışım,
bulmaca bir şiirin içinden bizi bulmaya çalışıyorum.
Mürekkebi bitmiş kalemimin,
buldum ama işaretleyemiyorum,
gözlerini anlatayım derken de resmine dalmışım zaten.
Biraz uyumuşum bu yüzden,
daha yeni uyandım.
Resmin git gide canlılığını yitirmiş, yitiriyorda.
Kaşla göz arası sessiz bir çığlıkla idam kararın verilmiş,
sanki bir tabureden düşmüş gibisin.
Yüzün asılı, idam edilmiş gamzelerinle ölü bir duruşun var.
Derken bulanık bakıyor gözlerim,
bir o kadar da renksiz ve matsın hatta.
Siyah ve beyaz'laşıyorsun âdeta,
eskiye dair bir anı olduğuna inanmaya başlıyorum.
Gözlerim bir yerden ısırıyor seni..

Antika bir fotoğraf makinesinin koynundan çıkmış gibisin,
çerçevenden de sıkılmış..
70'li yıllardan kalma bi umut var sanki yüzünde,
fotojenik ama bir o kadar da nostaljik.
Dayanamayıp çerçevenin arkasını açıyorum ben de,
fotoğrafını çıkarıp alıyorum elime.
Yavaş yavaş tebessüm etmeye başlıyor yüzün.
Hissettidiğinden herhâlde ;

Özgürsün.

19 Şubat 2012 245 şiiri var.
Yorumlar (1)
  • 13 yıl önce

    çokiyi tebrik ederim orhan kotan şiirlerini hatırlatttı ....👍👍