Somun Ekmek

10-10-07


Bir kaç gün oldu
Köyden geldi
Bunlar
Göçmen kuşlar
Abiilerin
Elleri kazma kürek tutar

Çocuk yanlarında çırak
Götürür getirirler

O gün dolanıyordu
Pendik sokaklarında
Yalnız başına
Katlarını sayıyordu apartmanların

Hayretler içinde kalıyordu!

Böyle yükseldikçe binaların
Nasıl da ayakta durduklarına

Böyle yükseldikçe
Kat kat, makam makam
Yüksekte oturan insanların
Nasıl da tepeden baktıklarına!

Vitrinleri görkemli
Lokantalar vardı
Girip çıkanlar smokinli
Beyler bayanlardı
O göz kamaştıran yemeklerin kokusu
Burnunda kaldı!

Belki bakmaya da para isterlerdi
Bakamadı!

Fırının kokusu iki sokak öteden geliyordu
Zaten cebinde
Üç beş somunluk para vardı.

Dün aynı yoldan geçen
Babasını sokakta görse
Köylü diye tanımayan
Kendisine de bir mahluk gibi bakanların
Yüreğinde acısı vardı!

Fırından sarı sıcak somunu aldı
Nasırlı elleriyle karnını yardı
Arasına yarım sana yağı yatırdı
Çevresindekiler bakıyorlardı
Bir garip bayağı!

Çocuk hiç önemsemeden
Bu günde böyle bastırdı açlığı

Çeşmenin başında uzamış kuyruk
Düşünürken susamışlığını
Ne yapacağını

Aksiliğe bakın ki
Dün su içmesine rıza gösteren kız
Yine çeşmenin başındaydı!

Utandı yırtık pırtık üstbaşından da
Yüzünü doladı da gidiyordu sesiz
Anladı yine susamışlığını o kız

Suyu içti mi içmedi mi
Bilmiyordu da

Sıcak somun ekmek arasında
Sana yağı gibi
Eridiğini anlıyordu!