Son Bir Deneme Aşk-i Mine

- I -

İlk defa yalnızlığımın ilmiğini çözüp
kedinin tükürdüğü Sırat'tan geçip
en azından geçmeye çaba sarfedip
ve ilk defa yıllar sonra
aşık aptallığına bürünürken
nereden bilebilirdim ki
cehennemin dibine düşeceğimi ?

Karanlık ayrılık akşamı
sarhoş kafayla çalakalem
çiziktirmekse şiir yazmak
yokum arkadaş
yokum ben işte...
Seni seviyorum ,demek
ve seni öpmekle bitseydi eğer...
Ah keşke !
İstemektir sevgimin özü
seni her an dizimin dibinde.
Bilirim ki gözden ırak olan ,
gönülden ırak olurmuş
Cancağızım...
Belki gittin Tekirdağ'a
belki gitmeden gittin Tekirdağ Malkara'ya.
Umurumda mı sanki !
Yoksun işte anasını satayım.
Ve bildiğim bir şey daha var ki;
değilim ben kürkçü
ve sen de tilki !
Bu gidişleri bilirim ben yavrucağım.
Olsun ,kimse sevemese de seni
benim sevdiğim kadar,
ve hiçbir aşığının kalbi çarpmasa da
kömürlü tren gibi;
lanet olsun !Lanet olsun ki her şeye
lanet binlerce...
insanlara,dünyaya ve
ve varsa Tanrı'ya
bir de şansa !

Tek perdelik oyunları hiç sevmem
kapatmak isterim son perdeyi
ve son dansı etmek !
Bileklerime geçirildiğinde kelepçeler
aldırmamıştım
sıkılmamıştım hiç.
Oysa şimdi gaz odasındayım sanki
karabasanlarda.
Bir yanda akışkan,cerahatlı tutkum
bir yanda ızdıraplı aşkım
öte yanda akılcı sorularım.
Baktıkça resmine
Ay camda
canlanıverir
soyunuverir
gece yarısı hayalin.
Oysa gündüz huri olursun ben de sen !
Gülüyorum
sol kolumun avuç içi şakaklarımda
sağ elimde kalem
devrik bir devrimciyim
helal olsun
helal votkaya
ve bir de sana
helal olsun sana !
Malkara'dan görünüyor mu Saros Körfezi
bilemem amma,
buradan sevgilim buradan
inan görünüyor cehennemin dibi !

- II -



Elini uzattı bir kadın bana
hazırım,dedi
hazırım ben sana
haydi sen de hazırlan bana
soyun bu aşka...

Gece yarısı iç deniz Marmara'nın kıyısında
balıklara karşı karanlıkta
hiç sıkılmadan
ve gökteki Ay'a -yıldızlara rağmen
utanmadan
aldırmadan
öpüştük doyasıya
yakamozlarda...
İşte bundan sonra başladı bu aşk masalı.
Dedi bana : "Hiç keyfim yok bugün.
Senin yanında olmayı tercih ederdim.
(...)Sana dayanamıyorum.Seni arzulamam
beni kahrediyor ve korkutuyor.Çünkü
ben ,ben değilim artık o geceden sonra.
Sen bana yeterlisin...
Seni seviyorum ulan işte
başka şeyi var mı işte bunun
seni seviyorum seni seviyorum."

Eeee...sonra sevgilim,sonra ne olacak ?
Hadi anlat bana.

- III -

Orospular içemez zor içimli sigara
çekemezler !
İnsanlar kahır içinde arabesk
dinlerler !
Onlarca masa içinde
yüzlerce insan
insanlığı aman ey bilmezler !
Saatlerden yirmi üç beş
bilmem ne lokali
Avni pazarlık peşinde
Orospu marlboro çekmede
Satmışım anasını dünyanın
biranın kalitelisi Tuborg bence
Şereflerine !
Akşam olur kuşlar dönermiş yuvaya.
Sen dönmüyor muşsun yuvaya hayırsız,
neden ?
Vallah ve de billah orospular gitti
otele !
Ve ben votkam bir de
sonra sigaram
tek başıma
gölgenle konuşuyorum
saatin
oniki buçuğunda
sonra
yakamozlarda
deniz boyunda
dudaklarım
dudaklarınla...

Bir :"Bu bizim Mine " dedi ahlak polisi
beyaz arabadan başını uzatarak.
İki : "Gel gidelim"dedim,
"Olmaz,dedi;Faik Ağbi var orada ! "
Üç : "Beyaz Köşk ya da Bambu"
Kanarya Sevenler Derneği yazar kapıda,
kumarhane !

Perihan yazar kapının zilinde,
kerhane !
Anladım şimdi,neden "Mezarcı" diyorlar sana.
Söylenmemiş yüzlerce sözüm ,
söylenmeyecek asla yüzüne...
Tanrı adına yemin olsun sana (!)
söylenmeyecek bildik kalıplar suratına
karalanmayacak bendeki dudakların
ve aşkın asla...

Bir kız sevmiştim çiçek adlı,
evlendi.
Bir kız sevdim çiçek tomurcuğu,
vardı bir Erzurumlu'ya.
Bir kız sevdim dönmüş belediye otobüsüne.
Bana yakışan kalemtraş ile zımpara !
Bir kız seveyim dedim Maral gibi
O da çakal çıktı ne yazık ki !
Olsun,ben onu sevdim tüm kalbimle
Seveceğim de
Katırcı'da olsa Mezarcı'da !

- IV -

Kurtlar yedi bitirdi beynimi iki günde
tükendi kendime yetnmeyen aklım
lanet olsun ki yine aşığım.
Dedi babam : "Bu iş olmaz asla!"
Dedi anam : "Vıdı vıdı vıdı !"
Kaldırdılar önümden enfes yemeği
tadına dahi bakamadan.
Haklıydılar oysa !
Haksız olan bendim,seven yüreğim.
İnsan taktı mı koluna dolaşmalı gururla
caddeler boyu onurla !
Şüphe bir beyin kurdudur
yer bitirir;
bir bakış,bir selam ardından bir acaba
yiğidi devirir;
felsefeyi seven bir septikse eğer erkek
ölüm getirir...
Yaa işte böyle benim güzel sevgilim.
Yetmiyor seni sevmek
ya da yakamozlarda öpüşmek
geceler boyu sevişmek,sevişmek.
Güzel olan özgür olmak
alın açık göğüs önde
ekmeği suyu helalinden yiyip içmek.

- V -

Satmışım anasını ulan
ben bir deliyim
severim be
ıslak kuru
fakir zengin
çıplak giyinik
namuslu namussuz
severim anasını satayım
Bekleyelim ve görelim bu filmin sonunu.
Aslında güzel de değilsin sen
ben de öyle ya;
seni zaten gözlerin,saçların ya da
ceylan başlı memelerin için
sevmedim ben !
Beyninin içini göremeden
utangaç yüzünü
tatlı dilini
yumuşak tenini
ay kiraz dudaklarını tanıdım ya
kah sevinirim kah yerinirim...
Bana felsefen gerekirdi oysa
teorilerinin pratiği
kızıl saçlarında nasılsa güneşin rengi
nasılsa gün doğumunda yatak
ilk gecenin çırpınışlarında
ter içinde ıslak
düşün kraliçem
düşün Elizabeth memleketini
başın tavanda memleketini ve beni
ve sonra içindeki !

- VI -


Yüzümü her sabah yıkarım ben
yıkanır elbet dudaklarım
elbet yanaklarım da !
Ahh bir atabilsem bendeki izlerini
çekip alabilsem içimdeki sen'i
olmuyor yapamıyorum sevgilim.
Bu ,kanımı,iliğimi,beynimi
çekip atmaya benzer.
Ve sonra ben,
sensiz,
kansız,
iliksiz,
beyinsiz
bir insan...
Önce sekiz bıçak darbesiyle öldüm !
Yoktum ben,
kendi ellerimle kendimi
önce öldürdüm sonra da gömdüm.
Beni uyandıran sendin
Sonra dirildim ve düşündüm
bir kerecik olsun senin gibi
sen de beni seviyordun
doğruysa eğer söylediklerin
kıramazdım hayallerini
ve sevgilim seni.
Yaşamaya karar verdim sonunda
ya-şa-ma-ya
senin varolduğun dünyada
etinle kemiğinle
yüksek ökçe
kalçadan adımlarınla ezdiğin
kaldırımlarında şehrimin
kah kükürtlü
kah dumanlı
kah puslu havasında
seninle
aynı havayı teneffüs etmek
seninle
aynı sıcaklığı
seninle
aynı duyguyu paylaşmak var.

Bir yaprak kıpırdamıyor yine bu gece
havalar hep aynı buralarda
Ateş içinde bedenim
ter içinde
hasretim sana
sana ve sevdana.
İnan olsun ki aranan
sadece başımı yaslayacağım
bir omuz olsaydı eğer,
"ana gibi yar,Bağdat gibi diyar olmaz"
sen de bilirsin !
Heeyytt be !Yastıklar ne güne duruyor
şu köşede ?
Aranan bir omuz olsaydı eğer
-senden gayri-
öyle yumuşakları vardı ki !
Terlemişim altı bab-ı yazmaktan
işkembe-i Kübrasız
yalansız a canım
yalansız.

Son olarak dinler misin beni ?
Dün gece hayalimde bir hara vardı
ve o harada kızıl bir kısrak
tek başına
salınıyordu kızıl güneşin altında
kızıl saçlarıyla
atmış binicisini yere
binici ayaklar altında
kızıl bir kısrak
kızıl bir güneşin altında
kızıl saçlarıyla
kısrak gibi kısrak
kızıllığı beklemede
belki akacak
belki ak-ma-ya-cak
bir damla kanı ile
kızıl !


13 Haziran 1994