Son Durak
otobüse biner ihtiyar adamlar
tütün kokan yelekleri
yaz kırı, sapsarı bıyıklarıyla
titrer elleri
kapıyı tutarlar
anıları, hayatı tutarlar
talebe seslenir
“gel amca otur”
pencerenin buğusuna bir şeyler çizerler
buz gümüşü gibi
kaybolmuş gibi
ölmüş gibi bir şeyler
nerede akılları, ne düşünürler?
bir zamanlar güzel kokan mutfakları mı?
biliyorum beterdir
sevgi açlığı
kafa, boğaz hatta karın açlığından beter
otobüsler onlarındır
kalabalık ve acıtan yalnızlık
tanrı’yı deliler gibi sevmek onlarındır
bütün duraklardan görünüverirler
bir zamanlar öpüşülen çardaklardan
kahvehane kapılarından
huzur evi pencerelerinden
bazen duyarlar
bazen duymazlar
son ses açıktır en sevdiği şarkılar
seni seviyorum büyükbaba
seni seviyorum büyükbaba
la la la…
sonra kırışmış ayakkabılarıyla
iner ihtiyar adamlar
kalabalık otobüsler caddelerde
yapayalnız dolaşırlar
ve giderler bir cehennemden bir cehenneme
bir cehennemden bir cehenneme
Yine çok derin, gözleme dayalı ve güzeldi şiirin sevgili Hatike. 👏🏻✍🏻🥰