Son Durakta Bekleyiş
Mezardan da, daha derin kazılmış,
Umut ile beklemenin arası.
Bizim anlımıza, kahır yazılmış,
Aklaşmıyor, yüzümüzün karası.
Rüyalarım, kabus oldu uykuda,
Aklım fikrim aralıksız kaygıda,
Kusurum var yaratana saygıda,
Gelmiyor ki ibadetin sırası.
Gerilmekten daraltmışım çapımı,
Şifa diye, zehir ettim hapımı,
Rüzgâr bile, çalmaz oldu kapımı,
Deli gönlüm, kime nasıl varası?
Şu zavallı, yüreğimi dinlerim,
Çekip gitmiş, şeytanlarım, cinlerim,
Mızrap vurur, her telime inlerim,
Çok yamandır, sesizliğin nârası.
Randevum var, son durağım boş kaldı,
Efkârlarım, beni benden hep aldı,
Gelen yok, giden yok, kaç saat çaldı,
Beklemekten, mezar oldu burası.
Sarsa idi, yâr zülfünün telleri,
Kül eyleyip, savuraydı yelleri,
Güller atıp o güzelin elleri,
Yaprağıyla, dertli başı kırası.
Uç ucuna, umutları eklerken,
Zaman geçmez, bir meçhûlü beklerken,
Tab'tan düşer, derman gider teklerken,
Azar gider, yaralının yarası.
05.09.2012