Son Haykırış
avutma
kendini aşktan yana
sevdamı yükümü tuttum
sevdan beni hasretine s/akladı
hava sis kirlenmişse
dertliysen
insafın yok mu
sevdiğine ağın k/almasın
gidiyorum
artık bağnaz sözlerinle teneke dolusu kum torbasıyla kal
sana siper olurlar
belki...
evel...
bu yaşamın tenceresinde farklı olmak
ceza olarak geri dönüyorsa
bu cefanın bedeli varsa
bu dünyada farklı giderim
farklı sevdiysem seni
farklı baktınsan
gördüğün kör düğüm
ne yazsam
bana ağır yüklere salıyor
acılara bürünen mentalite keyif s/anılan
kendi denizinde boğulursun
benden sana ne kaldı ki
bana yaşamı öğretmeye kalkıyorsun
öğrendiğin hüzün acılar
beni onlarla yaşatmaya kalkma
umutlar uzaksa
benden sana nasihat uzak dur
gel
izimde gitme değilsemde
okuma mezarımı zaten göremezsin
çünkü sen çelmeye takmaya alışmışsın
fark etmiyorsun yarattığın tahribatı
dalgalarınla bir numarayken
önemli olan acıya melhem sürmek yoksa
yaşam denen şey uçurumlu bir kayadır
ötesi yok
ne çıkar
acıyı tat yap savaşı barış
yapamazsan sana emek demek
sana sevgili demek yok
uçurumlu yaşamın kıyısında
yürek sevdası
cesaretinle dik dur
akarsu nehir ol
denize ol
takatın merhameti yok
ayrılık günleri ölümse
insaf et
kaç zaman hasretin
sevdiğin
cihana değer dediğin
yandığına kandığın sevdiğine
sormaya...
hakkın yok unut..!
14 Eylül**11* Karataş