Son İstanbul
kafam karışık
bir sağıra para verdim
gece dümdüz ileri ışıklar sakındı kendini benden
olgunlaşmamış vapurların düdüğünü duymak istedim
son İstanbul yaşlanmış bir çocuk gibi ağlıyordu karşımda
biraz daha yürüdüm o ilk sahilin son ışıklarında
yeşil karartılar martılara küskündü
üzgündü sanki içimdeki o eski adam
ve minareleri kilise kubbelerine kardeş kılan iyilik
son ayinini peş peşe iki rekat sakladı
Allaha ağız açmak hangi dilde kabul olmazmış
bir amenlik kalplerin vuruşunda
değiştiriver
kıtaları çıkar kokan bir tenezzülle değiştiriver
ham bir öksüz bir yanım
bir yanım haram buram
son İstanbul rüyasından uyanır uyanmasına
geçmişi hatırlamak için denizin ilk toprağı
son kez silkelenir yakamozlara
lalezarın gün batımına yalvarması nafile
şiirin gül atlıları yenik düşer harbine.
şiirin gül atlıları...
şair iyi şiirler yazıyor,
okuyorum
sevgiyle kalın...