Son mu Başlangıç mı
O zaman sevmiştim işte seni.
Hani sen yerinde oturmuş masanın üzeine isminin baş herfini yazarken...
İşte o zaman aşık oldum sana.
Yüzünde hafif bir tebessüm vardı.
Etrafda sessizlik,
Bende hüzün!
Ve içimdeki hüzünü bastıran bir umut duygusu...
Ayağa kalktım.
Üzeinde ne vardı hatırlamıyorum,
Ama o güne dair hatırladığım tek renk maviydi.
Pencereye doğru yürüdüm.
Karanlıktı...
Evet, yavaş yavaş siyah hakim oluyordu en mavi günüme.
Ve siyah da bir renkti.
Maviden daha koyu bir renk...
İzliyordum hala ellerini.
Aklım karışıyor, karnım acıkıyor, bacaklarım titriyor...
Başım dönmeye başlıyordu.
Ve sen...
Kahramanı oluyordun yazdığım en uzun şiirin.
Ben izliyordum seni.
Sense aşık ediyordun beni kendine.
Bilmeden belki.
Evet, suçun yok senin.
Ama benim suçum neydi arkadaşım?
Ben sadece izliyordum seni.
Sonra bana baktın.
Ve emin oldum, senin yerin artık hayaller kitabıydı.
'Naber' dedin nezaketen...Cevap veremedim.
Cevap beklememiştin de zaten...
Hayallerim artık dumandı.
Ve emin oldum, benim yerim artık dumanaltıydı...
Ve sırada hayallerimi içime çekmek vardı.
Oysa benim suçum yoktu;
Ben sadece izliyordum seni.
İşte o zaman anladım seni unutmam gerektiğini..
Hani sen yerinde oturmuş masanın üzeine isminin baş herfini yazarken.
Sonra dışarı çıktın.
Yüzünde Hafif bir telaş ve endişeli bir gülümseme vardı.
Bendeyse umutun yerini dolduran hayal kırıklığı...
Sonra yerime geçerken takıldı masa gözüme.
Ve masanın üzerindeki büyük Ö harfi...