Son Nefes
Karşıdan geçen geminin arkasından baktı bir müddet.
Gözleri ile takip ederek uzaklaşmasını.
Yorgun başını biraz da çevirerek ,
Ak saçlı, ak sakallı ihtiyar.
Bir ömrün geçişine benzetti geçip gidişini geminin.
sanki...
Hiç kalkmayacakmış gibi oturduğu yerden.
Yorgun dizleri ağrılı
Şemsi paşa sahilinde ,
Kırık bir bankta otururken.
Ve geçen uzun yılların ardından,
Uyuşmuş düşünceleri arasından,
Sık,sık kopan bir film şeridi gibi,
Bulup çıkartıyordu anılarından.
Azmı gezmişti bu kıyılarda,
Azmı binmişti atlı karıncalara,dönme dolaplara.
Azmı oturmuştu ışıl, ışıl havuzun
dalga dalga fışkıran suları altında.
Bu sahildeki lunaparkta.
Yüzmeyi çifte kayalarda öğrenmiş,
Gençliği Salacak pilajında geçmişti.
İlk romantik günlerini,
Masum el tutuşmalarıyla,
Göz, göze bakıp birileriyle,
Buralarda yaşamamışmıydı.
Eski tekelin arasından geçip,
Az mı balık tutmuştu çamiinin önünde.
Yıllarca bu vapurlarla geçmemişmiydi karşı kıyıya.
Hey gidi günler hey..
Nasılda öğütüyor insanları
Geçip giderken anıların avuntusunda.
Hiç farkında olmadan aklaşan saçlarının,
Yorulan bakışları altında.
Yaşadıklarının anlamını hatırladı.
Bir karısı ,birde kızı vardı canı gibi sevdiği.
İlk gördüğü gün eşini nasılda titremişti içi.
O siyah elbisesi içinde uzattığı bir fincan kahveyi alırken.
Nasılda gayret etmişti ddökmemek için.
Kalbinde ılık bir hazzın,
Önünde mutlu bir yaşantının hayalini kurmuştu.
Altın halkayı takarken parmağına.
İlk tuttukları evi,ilk yaşadıkları kavgayı,
Evlendikleri günü,
O'nun bembeyaz gelinliğin içinde
İnce zarif güzelliğini hiç unutamamıştı.
Zamanla içinde büyüyen sevgiyi,
Sevginin aşka dönüşünü,
Nasılda anlatamamıştı,
Anlatmayı bilmiyordu belki.
Hayat mektebinde hep çalışmayı öğrettiler diye düşündü
Anlatmayı değil.
Sonra kızının doğduğu günü düşündü.
Hastane odasında yatarken eşi,
Al, al yanakları.
Eşinin gözlerine bakarken,
Mutlu olup olmadığını hiç anlayamamıştı.
Küçücük bebeğini,
Kucağına bile alamamıştı,incitirim diye korkudan.
Minik kara kuzusu nasılda güzeldi bebekken.
Keşke hep bebek kalsaydı severken.
Daha mutlu olmuştu,daha bir sarılmıştı hayata.
Belki daha çok seveceklerdi,
Daha çok sarılacaklardı bir birlerine.
Sonra fırtınalar başladı birden.
Denizdeki dalgalar gibi.
Savrulmuştu ordan oraya esen rüzgarların önünde.
Sadık olamadı,
Sadık kalamadı delice sevsede.
Bir fırtınaydı ki deme gitsin.
Hatalarını affetmedi hiç,
İhanetini silemedi beyninden.
Unutmak istesede.
Her fırtına gibi dindi rüzgarlar,
Duruldu sular,
Ağaçlar yine çiçek açtı,
Güneş yine doğdu damların üzerine.
Büyüdü, büyüdükçe sevgisi,
Sığmaz oldu kalbine.
Çok mu geç diye düşündü birden.
Sonra ne varsa verebileceği onu vermeye çalıştı.
Sevgi, mutluluk , her şey.
Ama hiç bilemedi, gönlünce oldumu her şey.
Beyazlarken saçları eşinin yavaş, yavaş.
Büyürken kızı karış, karış.
Kendini hiç görmemişti aynalarda,
Yüzü, alnı kırış, kırış.
Hep genç mi kalacaktı böyle günler geçip giderken.
Yıllar kovalarken bir birini,
Yüzünde kırışıklar, ağrılar, sızılar.
Emekli olmanın yalnızlığı,
Maddi sıkıntılar,
Göçüp giden dostlar, akrabalar hayattan.
Bunalımlar.
Bir gün bakmış ki,gelinlik kız olmuş kızı.
Hüzünlenmişti...
Öyle ye,görmemişti rahmetli babası.
Yaşamamıştı torun sevgisi.
Bende göremem diye düşündü.
Baş köşede otururken yaşlı karısı,
Kucağında minik minicik,
Torununu hayal etmişti olmuş gibi.
İçinde hep bir korku,
Ya ondan önce giderse eşi.
Ya yalnız koyarsa tek sevdiği,
Kime dayanır, kime yaslanırdıki.
Kime sarılırdı üşüdüğü zaman soğuk kış gecelerinde.
Kime kızar, kiminle kavga ederdi.
Kimle konuşurdu gece yatakta
Kimle paylaşırdı kalbinde ona ait olan sevgiyi.
Bir kuş gibi özgür bırakamazdı ki,
Korktu birden,
Terledi,
Üşüdü..
Rüzgarmı çıkmıştı ne.
Önce ben derdi hep,
Önce ben gitmeliyim.
Onu Kaybetmektense.
Biliyordu yalnız kalırsa taşıyamıyacaktı sevgisini.
Aşkının eksikliğini,
Sesini, gözlerini, gülüşünü.
Hayalini.
Havada kararıyordu sanki.
Gitmeliyim dedi.Akşam olmuş.
Vakit geldi.
Yavaşça doğrulmak istedi yaşlı dizleri üzerine.
Doğrulamadı.
Dimdik, mağrur, onurlu,
Önce o gitti dediği gibi.
Deniz rüzgarlarının eşliğinde.
Yüreğinde dağ gibi aşkı,
Bitmeyen sevgisi.
Kısık gözlerinin önünde son kez
Kızı ve eşi,
Veda eder gibi tatlı bir gülümseyişle,
Kimse fark etmemişti
Oturur gibi.
Kırık bankların üzerinde.
07.12.2001