Son Perde
kafeslere sığmazdı yürek
her çarpıntısında gözlerin varken,
kelimeler anlamsız kalırdı
her birinde hatıran yaşarken,
nefret edilirdi ellerden
avuçlarında saçlarının izi dururken,
gün ışığı yakardı bağırları
her sabahında sen hatırlanırken,
gece örtüsü bile yetmezdi kedere
üstünde senin parlaklığın yaşarken,
gözler görmez olurdu hiçbir şeyi
feri tamamıyla sana asılıyken,
dil dönmez olurdu artık
ismin kökünden hançerlemişken,
unutkanlık baş gösterirdi başka şeylerde
unutulmayan yalnızca senken,
yağmur bile efkârla düşerdi geceye
sen öksüz topraklardayken,
pişmanlıklar bir bir saplanırdı ciğerlere
geçmiş sorgusuz sualsiz hesap sorarken,
ve perde kapanırdı sessizce
son oyunu sen oynarken...
haziran 2010