Sonsuzluk ve Şimdi
hani kayan bulutlar var ya
ne de çok şeye benzerler öyle
yorulan gözlere inat
tam gri beyaz bir adama benzetirsin
aha şurası da İstanbul dersin
bir den oluverir dünya
sürekli değişen şey şimdi
ne kadar da benzer sonsuzluğa
büyür bitkiler ağaçlar meyveleri
pıt pıt açmakta olan çiçekleri
genzimizde kokuları işte şimdi şimdi
duydunuz mu
akan güneş ışıklarının,
altında görebildiğimiz,
gecenin zifiri karanlığı
a şimdi,
havada uçan kuşun yerdeki gölgesi
kurşunun önündeki kekliğin canı
tetiğe basmağa ramak kala adamın yüreği
tam da şimdi
birecik an
dalı kesilen ağacın yarası
patisi kırılan kedinin acısı
adalet ve zulüm
Hayat ve ölüm
şimdi
gaflet uykusundan bir türlü
uyanamıyan kış uykusu adamlar
ne kadar uzun şimdi
kaybolan çocuğun
haberini bekleyen annenin
şimdisi
ne kadar acı ne kadar upuzun şimdi
bir parmak bastı tetiğe
bir kurşun çıktı namludan
adam tam isabet karşıladı kurşunu
kalbinde
aha da öldü şimdi
sedyeye gerek yok !
gönül gönüle girdi aşıksın
o yok yanında hatırladın
ah ah aşk uçuyorsun şimdi
uç uç
oğlun kızın oldu geldi geçti düğün bayram
bir piyango düşü gibi
hatıralar torunlara sıralandı
saçlar kaşlar beyazlandı
dökülür bak öne şimdi
tel tel
dalgalar aldı seni bir not bırakamadan
dumanlar boğdu onu bir an çıkamadan
kara haber siyah elbise gibi çöker üstüne
ağla ağla şimdi
damla damla
eğer diğer insanlarda varsa şimdi
kurtarırlar seni şimdi,
ya yoksa öldün gitti !
el fatiha
bak her şey ne kadar şimdi
bir vardın bir yoksun şimdi
ya sonsuzluk öylemi !
epeyce düşündüren bir şiir, yüreğinize sağlık selamlar
Bir vardın bir yoksun şimdi... Çok güzeldi. Kutlarım..