Sorma

‘' bir boşluk doldu ki içime; hiç sorma ‘'



içtiğim tüm poyrazlar rakı tadındaydı
gömleğimin düğmeleri açıp
göğsüme sırnaşan

hoyrat zamanlar basınca acımın köprücük kemiğine
seyrekleşen izlerini sürdüm gölgenin
zulamda devrik cümleler
gecenin kahrını yontup şair oldum belki

miadı dolmuş tüm öyküleri dizdim
alt alta
hecelerim hep a ile bitti

hafızamın sürtük zamanlarına sakladım diğer harfleri
alfabesi silik
cümlesi yitik
vatansız kafiyeler dizdim

adı sendin şiirin yoksa
oysa kaç yaprak sağırlaştı
körelirken kalemin o siyah ucu

bıçaklara sarıldım
bu yüzden tenimin verevine çizikleri ...

18 Mayıs 2015 942 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (4)
  • 10 yıl önce

    duygular görünür hale gelmiş tebrikler şair..

  • hafızamın sürtük zamanlarına sakladım diğer harfleri alfabesi silik cümlesi yitik vatansız kafiyeler dizdim🤐🤐🤐

    Hasretliğim sona erdi...😙 Bu sabah Hürriyet aşığı bir şairin şiirlerini okumak bir başka güzel kutlarım kalemini ve o yüreğini kardeşim ...doydum.👍

  • 10 yıl önce

    2/

    Şimdi sabahın köründe sizin şiiri okurken canım Fransızların ünlü filtresiz Jitanı veya Charles Bukowski'nin Filtresiz Cameli çekti. Memlekette her şeye kota koydular. Şiire de koydular. Tütünün kalitelisi bizde ama Amerikan Tabakko. Jitan fabrikası kapanmış. Şiiriniz doğal ve doğasına uygundu. Şiirde aradığım da budur. Şiir öyle bir candır öyle bir ruhtur ki, rahat ve özgür yazılmalıdır. Saplantılı hale gelmiş şairlerin en büyük hatalarından biridir sosyalizm kokulu şiirler yazarlarken aşkı da rakıyı da kadını da halkı da unuttular. Bakmayın fazla okunduklarına.

  • 10 yıl önce

    1/

    Charles Bukowski "Tanrının nerede olduğunu bilmek istiyorsan, ayyaşa sor." demiş. Daha bir sürü sözü var bu Alman asıllının. Bizim şiir anlayışımız var mı? Kesinlikle yok. Şiir yazmıyoruz şiir konuşmuyoruz. Peki bizim ne anlayışımız var? Saplantı anlayışımız! Bu saplantı anlayışımızdan anladığımızsa şu; Nazım Hikmet Cemal Süreyya ve diğerleri. Yıllarca bu isimleri konuşuyoruz bu isimlerle çağımız şiirine yön vermeye çalışıyoruz. Onlar gibi yazmaya onlar gibi olmaya onlar gibi düşünmeye güç harcıyoruz. Bizim şiirde kendimiz olamıyoruz, özümüze inemiyoruz, inemediğimiz gibi onların düşünceleriyle Bilinçli Şiir Nasıl Olmalıdır tartışmalarına giriyoruz. Bu nedenle yıllardır Charles Bukowskiler çıkaramıyoruz. Şiiri kalıplara-kurallara-zincirlere tutsak kılıyoruz. Özgür düşünce yok şiirimizde, özgür soluk özgürce kanat çırpan şiir...Yıllar önce Yeni Şafak gazetesini alıp okumamın bir nedeni vardı. İsmi aklımda değil o minicik yazıları yazanın ciddi anlamda hastası olmuştum. Her sabah yazarın çılgın yazılarını okur güne öyle başlardım. Şiir aslında çılgınlığa eş değerdir.