Söyle Kim Kırdı Seni
hep kaçar olduk
gırla harcanan zaman yazık
edilmemiş dualara
vakti gelince ihtiyaç duyan ihtiyar gibi
sımsıkı kolçağından tutulan koltuk
köşesine çekilen boksörler gibi kan ter içinde
saklanmaktan yakalanamayan çocuk oyunları oynuyoruz
kaderden arda kalan külleri savuran rüzgara
kapılıp giden kuşlar kadar özgürlüğü ruhunda
hissetmek öyle zor ki
anlaşılan her cümlenin arkasından bir anlam çıkarmaya çalışan
kuşku dolu sohbetlere katık edercesine
dostunun en büyük düşmanı olan gölgene
savaş açarken sırtından vurulan sen değil miydin?
söyle hadi
kim kırdı seni...