Söz-Aşk-Hüküm

Çatlasın sözün göbeği/göversin fesleğen gözlü akşamlar
Sanrıları yüklensin serçe, konsun pervazına pencerenin
Diksin gözlerini yüreğinin çatalına
Mülteci konar göçmez


Sınır aşımları bir ihlâlin bedeline müebbet vurgun
Gri bakışlı bronz duruş
Kaçak ten -bin bir gece bir Şehrazat tılsımı-
Çınlasın kulaklarında
Savrulsun sereserpe kınalı hakikat mülteci



Seyr-ü sefer



Aşk


Gözlerine bulaşan papatya sarısı falların çıkmaz yanında niyet
Çağla bahçelerinin isnat tellerine asılan kuş ucumu sözlerin diyet



Çağla/yan



Alaz alaz el ayasına düşen yokluğun değil mi
Kavururken kuru s/özlerimi
Zemzemin damlasında sükunet sızıyor özden içeri



Pirüpak gülüşlerinde açan şebnemlerin ıtır kokusu
Yel ucundan savrulan bakışlarını veriyor ele
Ahh ne de munis ey sevgili !



Ateşin içinde söz topluyorken zaman
Tene dokunuşunda eriyor kelam
En kızgın olanı italik?sürgün
Bakır duman gözlerinden süzülen
Boğmaca hâli dil solgun
Salınıyor artık; söz ve hüküm



Yar diplerine ektiğim gülşenin ahvalini
Sormasın artık ağyar
Gümüşî yapraklarına bulaştığımı sulu sepken
Koyaklarından aşkın/
Lâl menekşe sözlerini topluyorken mor mor



Buhur yalnızlığın gölgesinde olsam da bî mecâl
Ağu yakılarında sılanın çiçek tozuna bulanan kalışımı
Ve neden susayazdığımı sormasınlar müstehzî


Visâl -meri keklik -sesine takılı, efkâr sardı Gavur dağını
Bir esinti olur sözlerin bundan gayrı





29.08.2009