Söz Yaşları
Eskisi gibi değil
yüzünde safran sarısı bir hüzün
sen gideli
gökyüzünde güne bakan misali açmıyor güneş
dünler gibi solgun, takvimlerden düşen her yeni gün
baharlar, onu sorma alıp başını gitmişler çoktan
mevsim. Yaz ortası zemheri
üşüyorum...
-O kadar dedimdi öpme gözlerimden hülyamı
ayrılık
hayallerimin kâbusu olur
dinlemedin-
Avuçlarıma bıraktığın kokunun uykusu
geceyi gözlüyorum mor salkımlı penceremde
en çokta o vakit çoğalıyorum seninle
şehrin sokaklarından, caddelerinden
yeryüzünden, gökyüzünden sen geliyorsun
duvardaki çerçevelerin içine
öyle kalabalık oluyor ki dünyam ah!
-Saçlarında yıldızlardan taç
bizim şarkımızı söylüyor rüzgârın eşliğinde gece saçlı kadın
özledim...-
Doyamadan
tan yerini vuruyor saatin sarkacı
eksiliyorum
biliyorum. Her eksiliş sana bir adım yakın
sesimi içime gömüyor sabrım, ah içim Karadeniz...
Her hıçkırıkta sarsılıyor yeryüzüm
gözyaşlarımla yıkadığım
kâğıdı kanatan cümleler düşüyor parmak uçlarımdan
her cümle
boğazımda bir düğüm, yutkundukça büyüyen
sonrası. Sağanak
..düşünürüm de yokluğuna varır mı diye her mısra yoksa daha mı uzaklaşır madden çözülesi bir çelişki değil belki de adı hasretliğin arafı bunları düşündürdü kalemin özlem yoğunluğu teşekkürler ilayda hanım tebrikler...
Avuçlarıma bıraktığın kokunun uykusu geceyi gözlüyorum mor salkımlı penceremde en çokta o vakit çoğalıyorum seninle şehrin sokaklarından, caddelerinden yeryüzünden, gökyüzünden sen geliyorsun duvardaki çerçevelerin içine öyle kalabalık oluyor ki dünyam ah! 😙👍
zevkle okudum yürek damlalarınızı şairem, sessizce selamladım en içerimden.Kutlarım,saygılarımla👍