Su perileri ve serpantinler
I
Önce kar kalkacak şehrinden,
sonra ben.
Fırtına çekecek elini saçlarından.
Çekilecek seher yeli.
Bozulacak tan yunağındaki keyfin.
Yağmursuz kalacaksın.
Sağanakları özleyeceksin ardımdan.
Bir çisentiye soyunacaksın sokaklarda.
Boşuna bekleyeceksin gök kuşağını.
Bakışlarını kimse almayacak,
gözünde kalacak hevesin.
Sözünde kalacak aşk,
yaşamayacak başka yürekte.
Susacak din-lediğim sesin.
Yıkılacak kalbin. ' ki etrafında dönerdim'
Dudakların çiylenmeyecek artık.
Rüzgarı da alıp gideceğim senden,
ölü bir iklim bırakarak.
Yaprak kımıldamayacak benden sonra.
Ölecek canlandırdığımız düşler.
ve sevdiğin çiçekler.
Sevdanın cefasını çekeceksin gayri.
Gözlerin müjdelemeyecek beni. ' en güzel yerine'
Buğulanmayacak beklediğin cam,
serçe parmağından dökülmeyecek ismim.
Ve kırılacak şehvetin.
Kimse uçuramayacak seni gökteki asma bahçelere.
Sevmenin sefasını süremeyeceksin bensiz.
Bulutları da götüreceğim giderken,
geceleri de.
Biliyorum su perisi,
sevmezsin yağmursuz yerde sevmeyi.
Utanırsın,
sevişmezsin şehrin üstü açıkken.
II
Unuttun mu?
Issız göle benzerdi akşamlar.
Suya bürünürdün,
Suda görünürdün,
berrak
ve bir içim.
Bulut olurdum sana büklüm büklüm.
Süzülürdü ellerim bedeninde bir çift suna gibi.
Yağmura dönerdim yüreğinin yöresinde.
Damla damla öperdim,
öptükçe dalgalanırdı tenin.
Nilüferlerin sırılsıklam,
sıyrılırdı sudan iki gonca,
iki bahar çiçeği.
Can dayanmazdı çıplaklığına.
Yoldan çıkardı rüzgar,
günahla erirdi kar.
Vebali binerdi omuzlarıma aşıklarının.
Diz çökerdim sana,
dil dökerdim.
Dilberim,
Su perim!
Ayıptır ört memelerini.
III
Rengi solmuş serpantin gibiyim şimdi,
benimle süslenmez artık gönül eğlenceleri.
Sarıldım kendi üzerime,
bedenimde bir lokma canımla savruluyorum yollarda.
Aramızda aşk davası var kalbimle.
İzimi sürüyor nereye gitsem.
Sevdanın töresiymiş intikam.
Her sabah sapağında bir ben ayrılıyor benden.
Bir ben daha bırakıyor beni yarı yolda.
Her adımda ayrılığın tasasına düşüyorum.
Düş kaybediyorum durmadan.
Hasret yasasına uygun yaşıyorum,
durgun
ve suskun.
Unuttum sevgili sözleri.
Teslim oldum sensizliğe.
Yalnızlıkla yalnız savaşamıyorum.
Ne zaman aklıma vursan atıyorum kendimi sahile.
Deniz kenarında,
senin sınırında yürüyorum.
Kırık dalgalarla,
avuçlarımdaki suda görüyorum seni.
Yüzüme değiyor yüzün.
IV
Yaşlı adamın bakışlarındaki sızıdan bildim bizden biri olduğunu.
Kadının dağınık saçlarından anladım başında rüzgar taşıdığını.
Anlaşılan herkes ustasından kaçmış,
benim gibi yarım bırakmış gönül işini.
Her yalnızın kuraklığa hapsettiği bir su perisi varmış meğer.
Eğer toplamışlarsa bulutları da gelirken,
sevdiklerinden almışlarsa yağmurlarını,
işte o zaman değişecek demektir buralarda mevsim.
Öyle parçalı bulutlu değil,
tam bozacak meyhanelerin havası .
V
Yenilmişler hilesini bilmedikleri gönül oyununda.
Her akşam diziliyorlar sahilde bozuk serpantinler.
Oltalarının ucuna takmışlar yüreklerini,
sallıyorlar,
bir o yana,
bir bu yana.
Özlemişler su perilerini.
Soluklarını kesmiş ayrılık.
Cana can istiyor aşk.
Korku vurmuş soluk yüzlerine.
Parçalanmış gözleri.
Be adam!
Avare bir kalp taşıyorsan yanık bağrında,
garip yollarda divaneysen şimdi,
sözünü tutamamışsan,
unutamamışsan sevdiğini.
Yani can evinden çıkaramıyorsan acının ruhunu,
kıyamıyorsan anılarına,
atamıyorsan suya,
bari dokunma denize,
bozma derin huzuru.
Balıkların suçu ne!
Hepimizin bir perisi var bilirim usta.Anlatmaktan acizken kimimiz anlatana hele böyle anlatana üstad derler ,şair derler bizim köyde.Yüzüme vuran su damlalarından suçlu değil hiç kimse şimdi benden başka. En derin saygılarımla
muhteşem.. hangi intikam böyle hediye gibi olurki..yorum gerek yorum gerek kuru tebrikle ayrılamıyorum şiirden..yok yorum..🤐🤐🤐🤐🤐