Su Yanar mı

Zevkle yanışlar susuz toprakların çatlarken
Yağmur yağdıkça suyu zerrenin sezmesidir
Hazza eren sineden gülistanlar patlarken
Bülbülün şakıyarak dalında gezmesidir

Aşık kişiler ölmez, iki cihanda baki
Şekerle bal içirir meleklerden bir saki
Cennet bahçelerinden ona yer açar haki
Hakikat ecelin taş kalpliyi üzmesidir

Su yanar mı deme gör ibretle nasıl yanar
Aşk ateşi gıdayı, göz yaşlarından banar
Yandıkça yüreğinin dip köşeleri kanar
En zor olanı aşkın diz bağı çözmesidir

Nefis başa beladır, ehline vermek gerek
Pir huzuruna çöküp postunu sermek gerek
Yarın mahşer gününe gülleri dermek gerek
Acı olan elinde güllerin yozmasıdır

Uçurum kazar nefis, şeytanın tuzağına
Gidebilmek er işi, belanın uzağına
Tanı kendini sakın ha binme kızağına
İşin kötüsü kulun özünü bozmasıdır

Fazla söze gerek yok, içlice hal olmasa
Hallerimiz haraptır uzanan dal olmasa
Deryada boğuluruz yüzdüren sal olmasa
Güzeli levhi mahfuz adını yazmasıdır

Sırlıses çok konuşur, bilmiyor sağı solu
İki kelam edince sanıyor kalbi dolu
Bilen varsa göstersin bana en doğru yolu
Yaş kırkı geçti hala, uyuyup sızmasıdır

HAKİ: toprakla alakalı