Su Yorgunluğu

sanki boynundan çekip ben çağırdım onu
kendisi geldi
bilmiyorum hangi boşluğun içinde
bana benzeyişini bir sandalyeye oturtup
bir birimize bakıyormuş gibi
aynı ağız hareketleriyle gülümsedik

gülümsedik mi bilmiyorum
hayale hayal karıştıran sözler yumağı
dönüp arkamı ellerimi temizledim
biraz su yorgunluğu
kendimden kaçsam
kaçabilsem
ama nereye kadar

derken öyle bir çekti ki kopacak sandım kalbim
sizi değiştirip rüyanın içinden dışarıya
savuran bir rüzgar olsaydı anlardım
lakin aynalar boşalmış labirentlerini
aksına doğru tüküren yalanlarla dolu
benim siz olabilme ihtimalini kaybettiniz

bir ölüyüm sadece
yaşamış ve sizin gibi konuşurken aniden
böyle söylemek
yani o koca hayatı bir çırpıda hiçe saydınız
doğru
belki doğru olsaydı
ölüler yaşayanlardan fazla olmazdı

biz dönerken susarak dünyanıza karışan
bulutlar başka bir şeyken
bir ağacı diriltmesine inanıyorsun da
bakışlarını göğe çeviren
beni sana unutturan ne

aynı yerde
aynı şeyleri yaptığımı sanarak
bekliyorum tasarladığım sonu.

10 Eylül 2014 310 şiiri var.
Yorumlar