Suçlusun

'' prangalar çürür mü ? çürür, rahmetine yüz sürünce yanlızlığın ''






saklansan da budağına o yaşlı dut ağacının
siyah hükümlere bırakınca
zamanı


suçlusun
firarından şehrin


hayalet gibi kokunca kaldırımlar
ve boşalırken meçhul göçlere sığırcıklar


son numara söküldü ahşap kapılardan


ahir zaman şarkıları kaldı geriye
rüştüne yalnızlık düştü
düşlerin


tükendi delikanlı özneler
kahpe yüklemler bitirdi dudağımda kalan son cümleyi
yosma rüzgar üfleyince yarım kalan o hikayeye


fikrim silindi
başım taş kadar ağır
boşum kahırla içilen şişe misali


içimde can kırıkları
çizerken sol yanımı
yalın ayak yürüdüm kırık bir çizginin ardına takılıp


düştüm
kanadım
acım dizlerimden büyüktü


sarmadım
sardığın yerde bıraktım


uykumu gömdüm
mezar büyüklüğünde ayak izlerine


böcek ölüleri gördüm
yanık kozalarda
kül gibiydiler avucuma düştüler


üfledim
eflatun ipek sardı rüyayı
son perdeydi o garip temaşa ve seyrin o son paydası


seni gördüm


saklandın
yaşlı dut ağacının kör budağına
çürüttün yeni doğan tüm filizleri...

23 Kasım 2015 941 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 9 yıl önce

    Hayatın çarkları arasında geçip giden acı tatlı bir dolu yaşanmışlık...👍

    Tebrikler gönülden...

  • 9 yıl önce

    Güzel bir şiir daha değerli şairden.

    Kutlarım...

    😙