Şükür
Duygular; biraz efemine, biraz maço.
Mutluluk cimri bir zengin,
keder ise eli açık bir fakir.
Bu hengâme arasında konuşuyor zamane insanı,
araya giriyor yılların buruşturup attığı yüzün
çok bilmiş sahipleri.
Zamanında diyorlar zamanında...
Her şeyin güzel olduğunu söyledikleri o zaman,
koca bir yalan.
Zira sevinçler diyorum,
hürriyet düşkünü, göçebe kuşlar...
Her yöreden bir tat alıp,
iklime göre uçar.
Ve iyiler için iklim her zaman sonbahar.
Hiç bir zaman diliminde,
mutluluğun diliminden
bir pay çıkmadı bu iklim sahiplerine
ve oluşmadı karında kelebekler,
gözlerdeki mutluluk belirtisi,
o bulanık tabaka
ve ağızda tebessüm...
Nerede değilsek, o yere karşı
duyduğumuz acı özlem...
Kalbinde olmadığımız, herhangi bir güzele karşı
duyduğumuz bitmek tükenmek bilmeyen o aşk.
Gelmeyene köle, gelen olsa bile sahip olmak istemeyen
bu kalp.
Bu şartlar altında yaşamak, diyorum; yaşamak.
Ve akabinde iklimi her zaman ilkbahar olanlar...
Bizlere karşı duydukları
nefret, kaşlar çatık, dişler dişlinin çarkları gibi birbirine yapışık.
Duyuluyor içten içe yürekleri sağır eden o çığlık
ve geliyor kulaklara bir nida,
'Nankörler'.
Mutlu hayatlarından memnun olup,
şükür ettiğini sanan körler.
Kafaların örümcek ağıyla sarıldığı gerçeği en koyusundan Tebrikler şair