Süleyman
atamızı yücelttin son elçiyi unuttun,
o yoldan gidince sanma ki kar ettin,
zaten yanmayan nemlenmiş baruttun,
yinede hiç kibrit çaldım mı süleyman.
azda olsa hakikati savunurdu atamız,
fakat sizin dünyada cennet'tir kıt'anız,
son durak cehennem yok gayri öteniz,
hayalen mahşere daldın mı süleyman.
isteğiniz şudur ki özgürce bir hayat,
elinizden mi aldık? yok böyle bir niyet,
siz şeytan limanına demirlenmiş bir heyet,
sözlerimden birşeyler aldın mı süleyman.
gönül göz'süz gözlerde aydın sanılıyorsun,
şiir diye yazdığın eserde yanılıyorsun,
haydi bil bizlerde nasıl anılıyorsun,
sorunun cevabını buldun mu süleyman.
çağ dışı saydınız hak'ka boyun bükmeyi,
unuttunuz adeta şefkat ile bakmayı,
rabbimin verdiği bir bütün ekmeği,
yoksulu görünce böldün mü süleyman.
şairliğin zatına armağandır haktan,
ama sen bu lütfu unutmuşsun çoktan,
kılavuzun karga ise burnun çıkmaz poktan,
böyle bir durumda kaldın mı süleyman.
büyüksün şairsin farklısın hoşsun,
sana ne be ümmet'ten isterse coşsun,
atamızın heykeli başınıza düşsün,
allahı sevmekten yıldın mı süleyman.
atamız bir gün kalkarsa ayağı,
bakar ki rotanız değişmiş bayağı,
atarsa şaşmayın bir meydan dayağı,
sözlerimle kendine geldin mi süleyman.
gel sen karışma siyah çarşaf giyene,
allah akıl versin domuz eti yiyene,
ne mutlu dünyada müminiz diyene,
sen hiç mümin oldun mu süleyman.
gel ne olursan ol, yine gel,
batılı bir anlayışa bağlama bel,
bak seni niyaziye benzetecek el,
bir kere geldinde öldün mü süleyman.