Sürgün Köle

Kamçılandı bir köle ıssız bir deniz ortasında
Dağlandı sırtı, kırmızılığını yedi kalleşliğin
Çektikçe kürekleri, ağlıyordu
Elleri ağırlaşıyordu yazarken
Rotayı bilmiyordu, sadece çekiyordu
Kendi ipini çekiyordu bilmeden
Sömürge topraklarına yaklaşıyordu
Bir yudum su dedi
Ah.. çekti...
Yedi kırbacı
Çöktü omuzları
Kalmadı takati...

İşte benim o gemideki sürgün köle
Nereye gittiğimi görmeden ilerliyorum
Mecbur kılıyorsun beni bu gidişe
Boyun eğip tükeniyorum
Tüketiyorum kendimi uğruna
Bıraktığın her iz, şaklar yazılarımda
Lakin bu yolcu yanarken bari
Damlat içindeki hisleri
Ki serpilsin dudaklarıma
Ki sönsün içimdeki yangınlar
Belki daha piskopat çekerim küreklerimi
Belki de rahat çekerim iplerimi...

Kalemimi kırbaçlayan düşündür
Bunu biliyorsun..
Söyle bana bu gidişin sonu ölüm müdür ?

Eğdim başımı
Tamam
Ne demişsen pekala
Sendedir pusula,
Esir benim
Yolun sonu azatlığıma gebedir
Ya sömürülüşüme, ya gömülüşüme...

Ama bil ki bu ayrılış kölen olmaktan beterdir bana
Açtığın yaralar bir tohumdur düşlerime ekilen
Her daim yeni renklerle filizlenen içimde
Gel çek beni bu zindandan
Kır prangalarımı
Ya da gel vur sineme
Acı verme daha fazla...

24 Şubat 2009 92 şiiri var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (2)
  • 16 yıl önce

    Eğdim başımı Tamam Ne demişsen pekala Sendedir pusula, Esir benim Yolun sonu azatlığıma gebedir Ya sömürülüşüme, ya gömülüşüme

    HİÇ BİZAMAN EGİLMESİN BAŞIN KUTLARIM GÜZELDİİ👍

  • 16 yıl önce

    Ama bil ki bu ayrılış kölen olmaktan beterdir bana Açtığın yaralar bir tohumdur düşlerime ekilen Her daim yeni renklerle filizlenen içimde Gel çek beni bu zindandan Kır prangalarımı Ya da gel vur sineme Acı verme daha fazla...

    çok içten, çok güzeldi yüreğinize sağlık👍