Sürüklenen Gölgeler
Her yutkunma, boğazda düğümlü
Kurgu olmayan hüzünlü şiirlerin isyanı
yeşil bir ışığın umudunda
Taşımasını bilene yakışır gurur, bir de gidene
Kapıları aralı şehrin, kehribar sarısı ışıklarını
Toprak kokan ıslak bir el kapatır
Huzursuzlaşır çalınmış köpekleri
Ay batmayı unutmuş güneşe rağmen
Gece vardiyasında bir adam
Veda ediyor loş odasına
Kırılgan bir kadın, kaprisli uykusuzluğuna
Bozulmamış yatağına
Yürek parçaları düzenli , düzensiz gidişe rağmen
Sürüklenen gölgeler
Fi tarihinden kalma sigara söndürür
Bembeyaz bir avuca
Yorgun, sayıklayan gölgeler
Kıran kırana savaşta
Ruhu serkeş, kasrı harap
Ayağı aksak, eli çolak, dili ahraz
Işığın ardında nurdan gölgeler
Kin kusar duasız dudaklar
Sağnak altında saksıda kuru bir fidan
Öyle buyurdu, göğüs kafesindeki ses
Sevmek için öl, ölmek için sev...
Lakin uzak dur
ki
Lanetlenmesin yeşil yalnızlık
Kutlu olsun
Taşırdığında denizi, bir damla gözyaşı
Kıyısında kıvranan
Kaçak serçe kuşlarına
simsiyah