Sus

aşk belki de dinsel müziğin
ekmeğin
şarabın
göçmen kuşların aklının
selim ve salim olduğu tartışılır
oysa bizim gözlerimizin nuru apaçık
zulüm etmekse niyetin ne olur sus !
hüsrana uğratma ruhumuzun
onca çoluğunu çocuğunu
sus bize
aşkı anlatma...




Doksan Dokuz adı olanın aşkına
biz sabaha karşı
kuşların cıvıldama sesine uyananlardanız
gün ağarmasına bak dalga dalga o maviler bizim
helal süt kokusu yitmemiş elmacık kemiği de biliriz
hakkın hakkını helalin hakkını da
huzurla uyanırız aşka
varsın kusursuz olmasın aşk
şükran biliriz soyunma bize aşkı...
nereye gitsek duraksamaz adımlarımız
bildiğimiz ahenk
Rab'bin hatırı için bize aşkı kusma
kutsanmış güçlü evimizin tahtına oturmuş
alçak gönüllü oluşumuz
aşka susarız tabii
semalara kadar dilemeyi bilmemiz
mutluluğun kendisi ise
bulanık sular akıtma kulağımıza
sus....




doğuştan dudaklarımız şarkılarla dolu seller gibi
rüzgara bırakılmış çöl masalının güzellikleri
omuzlarımızda sevinç demetiyle yüklü
hasat vakitlerinin övgüsünü biliriz
sus körse gözlerimiz
gece gözlümüz tuttu ellerimizden
önce büyükler yedi lokmayı sonra biz
ay parladığı sürece merhametli
yüzünün ışığın sönmüş
sus karartma bizi aşka....




sus !
sende aşk
yakıp yıkan bir savaşçı edası
yüceler aşkına kirletme ruhumuzu
aşk dendiğinde gök açılır bize
suçların toplamıysa aşk dön güçlü şehrine
ya bizden gayrısı inanırsa size
sus bize..!
ebediyen sus
aşk aşk bizde...