Sus Ve Dinle

Dinle,
Sus ve sadece dinle.
Anla yüreğimi,
Yargılama hemen hissettiklerimi,
Bir an olsun duraksa ve sormadan dinle.
Neler anlattığımı ve ne söylediğimi,
Yarınların neler getireceğini,
Bugünün bize neler kaybettiğini dinle...
Soru sormuyorum sana,
Yargılamıyorum asla,
Ne seni ne de bizi...
Sadece ve sadece anlamaya çalışıyorum,
Seni görmeye ihtiyacım olduğunu anlatıyorum,
Dinle kalbinle,
Hisset beni rüzgarın yumuşak dokunuşlarında,

Anla sadece ama sadece anla,
Soru sormadan, savunmaya geçmeden anla beni...
Destansı bir aşkın yıkıntılarında görerek anla,
Mitler içerisine gizlenmiş efsanelerde arama,
Masallar içerisine saklanmış cümlelerde değil,
Romanların ön sözü gibi,
Okumaya çalışmana da gerek yok,
Sadece ama sadece gözlerime bakmaya çalış,
Ve gör göstermek istediklerimi,
Ya da görünmeye bulunmaya çalışan her şeyi,

Dokunma,
Dokunuşlarında yakma bedenimi,
Acıyor çünkü tüm bedenim,
Yanıyor ruhumun şavkıyla birlikte özüm.
Eriyor bir mum misali,
Gün be gün yok oluyorum,
Ne sevebiliyor artık yüreğim,
Ne de sevilmeye layık tek bir zerrem,
Dokundukça utanıyorum,
Dokundukça ürküyorum,
Gelebilecek ya da gelmesi muhtemel olan,
Her ayrılık ve her hasretin evladından.