Susar An
Ne çok susmaktır o
Dudağı çepeçevre saran
Öpüşmeleri haramlaştıran
Faslı hüzündür
Ay dönümlerinde
Kirpikleri yuman hasretin
Ve vururken köprücük kemiğine zaman
Eskitir saçlarını
Mutedil bir akşam rüzgârı
Savururken esareti
Ne çok gizliyim şimdi
İçimde saklıyken bu kadar içim
Gel de çöz iliklerimden körebeleri
Battığım çukurlar bu kadar derin
Ve yamamışken sırtıma kınından sıyrılmış hançer
Duyabilir misin
Kan zerrelerini, yağmur misali
Akarken siyah bir şemsiyenin ucundan
Kutsanmış sabahın
İlk kadehi kadar bakir bir sarhoşluğun ertesi iken hele
Düşer başucuna ihanetin ilk ışıkları
Perdeyi acıtır her dem
Sahte bir aydınlık sızar
Dudaklarıma karanlık bir is sürüp
Susar an
Ne çok susmaktır o
Dudağı çepeçevre saran
Öpüşmeleri haramlaştıran....